Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Şubat 2023 depremlerinin 2’inci yılanda hazırladıkları rapora göre; deprem bölgesindeki vatandaşların yaşam koşullarında hala yeterli iyileştirme sağlanamadı, ailelerin yüzde 44,3’ü düzenli beslenemiyor. Üçte birinin gıdaları uygun saklama
koşulları, hatta %5,6’sının kendine ait bir mutfağı yok.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Şubat 2023 Depremleri 2. Yıl Raporu’nun yönetici özetini depremlerin ikinci yıldönümünde Hatay ve Adıyaman’da düzenlenen basın toplantılarında paylaştı.
Hatay Tabip Odası’nda düzenlenen basın toplantısında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap; İkinci yıl geride kalırken çok büyük bir barınma sorunun ile karşı karşıya olunduğu için raporun konusu “Barınma ve Sağlık” olarak belirlediklerini ifade ederek, barınma sorununun hala devam ettiğine dikkat çekti.
Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz; Hatay’da tümüyle denetimsiz, insan ve çevre sağlığına zararlı, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yok sayan, çocukların eğitim ve güvenli-güvenceli gelecek haklarını ellerinden alan politikalar yürütüldüğünü ifade ederek “Tüm bunlar olurken halk sağlığını korumakla yükümlü Sağlık Bakanlığı yönetmelikler çıkararak sağlık çalışanlarının hayatlarını eziyete çevirmekle meşgul” dedi.
SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey sağlık alanında örgütlü bir sendika olarak üyelerinin ekonomik-demokratik haklarının yanı sıra, halk sağlığını korumakla yükümlü olduklarını dile getirdi. Karacabey, bölgede sağlık emekçilerinin hayatlarını ve çalışmalarını kolaylaştırıcı hiçbir düzenlemenin yapılmadığını, tayin haklarının ve ücretsiz izinlerin halen yok sayıldığını, istifaların ve beraberinde gelen iş yükünün önüne geçilmediğini belirtti
TTB Halk Sağlığı Kolu üyesi Dr. Gamze Varol, Temiz Hava Hakkı Platformu ve TTB olarak 7-25 Ocak 2025 tarihlerinde Antakya’da yaptıkları hava kalitesi izleme çalışmasının sonuçlarını paylaştı. 19 günlük PM2,5 ölçüm ortalamasının Dünya Sağlık Örgütü kılavuz değerinin 2,8 katı olduğunu, 19 günün tamamında bu ortalamanın üzerine çıkıldığını söyleyen Varol, “Açıkça kanser soluyoruz. Henüz doğmamış bebeğin etkilendiğini, yaşlıların sağlık sorunlarının büyüdüğünü, kronik hastaların yatış sürelerinin arttığını, solunum hastalıklarının çoğaldığını görüyoruz. Daha önemlisi, 5-10 yıl sonra çok daha ağır sonuçlarla karşılaşacak olmamızdır. Deprem sonrası alınmayan önlemler, bizi ikincil afetlere götürüyor” dedi.
TTB ve SES tarafından hazırlanan raporda, deprem sonrası alınmayan önlemler, denetimsizlik ve cezasızlık nedeniyle yaşananların “sosyal cinayet” olarak nitelendirilebileceğine dikkat çekilerek, hava kirliliğine bağlı ölümlerden, hızlı üretim baskısına bağlı işçi cinayetlerinden, trafik sorunlarına bağlı ölümlerden, gıdaya erişim yetersizliğinden, okul terkleri ve beraberinde gelen erken yaşta çalışma, evlenme, doğum yapma sorunlarından, sağlık hizmetlerinin verilememesinden, barınma sorunlarından ve toplumun ruh sağlığının bozulmasından örnekler ve veriler sunuldu.
Deprem bölgesinde 400 bine yakın, Hatay’da ise 223 bin insanın halen 50 metrekarelik konteynırlarda yaşıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın deprem bölgesinde 2025 sonuna kadar 358 bin 859 konut, 31 bin 307 işyeri, 62 bin 817 köy evi olmak üzere 452 bin 983 bağımsız bölümün inşa edileceğini duyurduğu ancak, bugüne kadar yalnızca 169 bin 171 konut, 149 işyeri ve 32 bin 260 köy evi olmak üzere 201 bin 580 bağımsız bölüm hak sahiplerine teslim edildi.
Raporda, barınma hakkının yanı sıra beslenme hakkı, sağlık hizmetleri, eğitim hakkı, çalışma hakkı, ulaşım hakkı ve temiz hava hakkı gibi başlıklara da yer verildi. Raporda, “Ailelerin yüzde 44,3’ünün düzenli gıdaya erişiminin olmadığı, üçte birinin uygun saklama koşulları, hatta yüzde 5,6’sının kendine ait bir mutfağı bulunmadığı” belirtildi.
Raporda, deprem bölgesindeki yetersiz sağlık hizmetlerine de dikkat çekildi. Hatay’da 105 bin 135, Adıyaman’da ise 43 bin 926 kişinin aile hekimi olmadığı ifade edilen raporda, “Adıyaman’da travma sonrası stres bozukluğu deprem sonrası ikinci ayda yüzde 44,8, altıncı ayda yüzde 30,4, birinci yılda yüzde 19,6’dır. Kasım 2023-2024 tarihleri arasında 187 intihar girişimi vardır. Hatay’da çocuklarda madde bağımlılığı oranı yaklaşık iki kat artmıştır” denildi.
Raporda sağlık alanındaki eksikler şöyle belirtiliyor: Gebe izlemlerinin ve aşı takipleri yapılamıyor, yatak sayısının deprem öncesinin halen yarısı kadar, yoğun bakım hastalarının acil servislerde 1-2 gün bekletiliyor, sağlık çalışanlarının tükenmiş durumda.
Şiddet gören kadınlar için güvenli alanlar yok. Yaşlılar için huzurevi yok. İstismara uğrayan veya uyuşturucunun eşiğinde olan çocukların korunabilecekleri, engellilerin barınabilecekleri yerler yok. Sadece sağlık değil; eğitim yok, ulaşım yok, haberleşme yok, enerji yok.