Yargıda gizli tanık uygulaması

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yürütülen soruşturmanın kanıtlara değil, gizli tanık ifadesine dayandığını söyledi.

Özgür Özel’in gizli tanık vurgusu soruşturmayla ilgili medyaya yansıyan haberlerde de yer aldı.

Birçok ülkede de görülen gizli tanık uygulaması Türkiye’de hukuk sistemine, 2004 yılında Ceza Muhakemesi Kanunu’na dair yapılan bir düzenlemeyle girdi. Uygulamanın ayrıntıları ise 2008’de devreye giren tanık koruma kanununda düzenlendi.

Gizli tanık uygulamasına her davada başvurulamıyor. Gizli tanıklara ancak örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili davalarda başvurulabiliyor. Diğer suçlarda ise gizli tanık dinlenmiyor.

Gizli tanıkların kimliklerinin saklı tutulması da önem veriliyor. Bu nedenle dinlenecek gizli tanık kimliklerinin ortaya çıkması halinde kendileri ya da yakınları için bir tehlike oluşma ihtimali düşünülerek kimliklerin açığa çıkmaması için duruşma salonu ve dışında gerekli önlemler alınıyor.

Gizli tanık uygulamasına özellikle de Balyoz, Ergenekon, KCK gibi davalarla birlikte yoğun olarak başvuruldu. Özellikle Ergenekon Davası’nda başvurulan gizli tanıkların kimlikleri kamuoyunda deşifre oldu ve çokça tartışıldı.

Gizli tanık uygulamasına yönelik uygulamalar halen tartışılıyor.

Uygulamaya karşı çıkanlar, bunun suistimal edildiği, savunma hakkının yerine getirilememesine neden olduğu, yargılamanın dürüstlüğüne gölge düşürdüğü, sadece gizli tanık beyanlarıyla hüküm verildiği gibi eleştirileri dile getiriyor.

Savunanlar ise gizli tanık uygulamasının uluslararası sözleşmelerde de yeri olduğunu, bunun adli makamların kanaate ulaşmalarında önemli bir delil çeşidi sunduğunu savunuyor.