İstanbul Barosu Yönetiminin görevine neden son verildi, ne olmuştu?

Yargı kararıyla İstanbul Barosu Baro Başkanı Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu ve yönetim kurulunun görevlerine son verildi. Karar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul Barosu yöneticilerine açtığı davada alındı.

Karara İstanbul Barosu yönetimi, Türkiye Barolar Birliği tepki gösterdi.

Kararın ardından avukatlar İstiklal Caddesi’ndeki baroya yürüdü.

Başsavcılık, “basın ve yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmakla” suçladığı baronun kendilerine verilen yetkiyi “amaç dışı” kullandığı iddiasıyla dava açmıştı.

İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince görülen davada, başkan ve yönetim kurulu üyelerinin görevine son verilmesine ve yeniden seçim yapılmasına hükmetti.

Kaboğlu duruşmada “Verilebilecek bir karar İstinaf, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden bir şekilde dönecektir. Bizim taleplerimizi gerekçesiz olarak reddediyorsunuz. Anayasa’ya uygun değil bu. Adil yargılanma hakkımız ihlal ediliyor. Suçsuz sayılma hakkımız ihlal ediliyor. Savaş halinde bile bu hakka dokunulamaz” dedi.

Baro kararı istinafa taşıyacak.

Tedbir kararı da alınmadığı için baro yönetimi şimdilik görevinin başında kalacak.

Ne olmuştu?

BBC Türkçe’nin derlediği bilgilere göre, İstanbul Barosu, 21 Aralık 2024’te sosyal medyada yaptıkları bir paylaşımla gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Suriye’de öldürülmesiyle ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini talep etmişti.

Baro, “Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınmasının Uluslararası İnsancıl Hukukun ve Cenevre Sözleşmesi’nin ihlali niteliğinde” olduğunu belirtmiş, Roma Statüsü’ne de atıfta bulunarak “savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınmasının savaş suçu olduğunu” vurgulamıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nu bu paylaşımları nedeniyle “Basın ve yayın yolu ile terör örgütü propagandası yapmak” ve “Basın ve yayın yolu ile halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” ile suçlamıştı.

Başsavcılık iddianamesinde Bilgin hakkında yürütülen bir soruşturma ve davayı, Daştan hakkında da yürütülen iki soruşturmayı “terör örgütü” bağlantısı gerekçesi olarak göstermişti.

Baro kaynaklarına göre Bilgin ve Daştan hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmuyor.