Avrupa Konseyi 2024 yılı Avrupa Basın Özgürlüğü Raporunu yayınladı. Raporda gazetecilere baskıların endişe verici boyutta arttığına dikkat çekildi. Türkiye basın özgürlüğünün en çok kısıtlandığı ülkeler arasında yer aldı
“Siyasi Baskı, Dezenformasyon ve Medya Bağımsızlığının Aşınmasıyla Yüzleşmek” başlığını taşıyan raporda gazetecilerin fiziksel saldırı, yıldırma, gözaltı gibi kısıtlayıcı eylemlerle karşı karşıya kaldığına vurgu yapıldı. Basın özgürlüğüne sistematik kısıtlamaların olduğu ülkeler Ukrayna, Rusya, Türkiye, Sırbistan ve Gürcistan olarak sıralandı.
Aralık 2024’taki son verilere göre Avrupa genelinde 159 gazetecinin tutuklu olduğu belirtildi. Türkiye, en çok gazetecinin cezaevinde bulunduğu ülkeler arasında Belarus, Azerbaycan ve Rusya’dan sonra dördüncü sırada yer aldı.
Rapor “Gazetecilere yönelik tehdit, şiddet ve taciz” başlıklı bölümde de Türkiye’yi gazetecilerin en çok şiddete hedef olduğu ülkeler arasında gösterdi.
Avrupa genelinde geçen yıl gazetecilerin fiziksel güvenliğine ve bütünlüğüne yönelik saldırıların bir önceki yıla göre arttığına dikkat çekildi. Rusya işgali nedeniyle bunun en çok Ukrayna’da yaşandığına vurgu yapıldı. Ukrayna’yı Gürcistan, Sırbistan ve Türkiye’nin izlediği belirtildi.
Avrupa Konseyi raporunda hakaret davalarının da medya özgürlüğüne sistematik bir engel teşkil ettiği de vurgulandı. Türkiye bu gerekçeyle ifade özgürlüğünün en çok ihlal edildiği ülkeler arasında de yer aldı.
Rapora göre Konsey üyesi ülkeler arasında en çok gazetecinin hapiste tutulduğu ülkeler Belarus, Azerbaycan, Ukrayna’nın Rus işgali altındaki bölgeleri ve Türkiye.
“Dezenformasyon yasası silah olarak kullanılıyor”
“Bir silah olarak yasal düzenlemeler: Gazetecilik özgürlüğünü boğmak” başlığı altında Avrupa’da birçok ülkenin yasal düzenlemelerle basın özgürlüğünü kısıtlamaya yöneldiklerine de dikkat çekildi. Bu ülkeler arasında Türkiye de yer aldı.
Bu bölümde Türkiye’deki “dezenformasyon yasasının” gazetecileri hedef almak için kötüye kullanıldığı ve bunun ciddi boyutta endişeye yol açtığı belirtildi. Konseyin raporunda “Dezenformasyonla mücadele, basın özgürlüğüne ya da haber alma ve verme hakkına yönelik saldırıları meşrulaştırmak için kullanılmamalıdır” ifadelerine yer verildi.
Raporda eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, yasanın sadece ‘kamu düzeninin bozulması ve toplumsal barışın ihlali’ durumlarında uygulanacağını iddia ettiği anımsatıldı. ancak uygulamadaki durumun çok farklı olduğu belirtildi. Raporda dezenformasyon yasasının, özellikle 6 Şubat 2023 depremleri ve 2023 Türkiye genel seçimleri sonrasında, araştırmacı gazetecileri susturmaya dönük bir silah olarak kullanıldığı eleştirisi de getirildi.