Ukrayna müzakerelerinde kim, ne istiyor?

Önce Paris ve ardından Riyad ve Ankara’daki görüşmeler, Ukrayna savaşının kaderini belirleyebilir.

Avrupa liderleri, Donald Trump’ın Vladimir Putin ile müzakereleri başlatma planına yanıt vermek için Fransa’da bir araya geldiler.

Ukrayna, görüşmelerin hiçbirine katılmadı. Zelenskiy, Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.

BBC Türkçe’de yer alan analiz haberde ABD, Rusya ve diğer ülkelerin Ukrayna müzakerelerinden beklentiler yer aldı.

Rusya, Şubat 2022’de Ukrayna’da topyekun işgale başladı ve şu anda çoğunluğu güney ve doğuda olmak üzere topraklarının beşte birinden fazlasını kontrol ediyor.

Suudi Arabistan’daki Rusya-ABD müzakereleri

Rusya

Putin, yazdan beri savaşı sona erdirmek için müzakerelere başlamanın başlıca koşullarının işgal edilen Ukrayna topraklarının Rusya toprağı olarak tanınması, Rusya’ya uygulanan yaptırımların kaldırılması ve Ukrayna’nın NATO’ya katılma talebinin reddedilmesi olduğunu belirtti.

Çoğu Avrupa ülkesi bu talepleri kesin bir şekilde reddediyor. ABD, Rusya’nın hangi tavizleri vermek zorunda kalabileceği konusunda çok dikkatli davranıyor, ancak hem Beyaz Saray hem de Pentagon “her iki taraftan” da taviz beklediklerini söyledi.

Moskova’nın açıkça önceliği Suudi Arabistan’daki toplantı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirme konusundaki Amerikan önerilerini “öncelikle dinlemek istediğini” söyledi.

Moskova, Avrupa’yı müzakere masasına davet etmenin anlamsız olduğunu düşünüyor.

Putin’in uzun yıllardır hem Ukrayna’daki savaş için suçladığı hem de Rusya’ya eşit tek güç olarak gördüğü ABD ile diyalog arayışı içinde olduğu biliniyor.

Moskova, Starmer’ın Ukrayna’ya barış gücü göndermeye hazır olduğuna dair açıklamalarını dikkate alabilir, tartışma ilk kaz Ukrayna’dan ziyade olası Rus tavizlerine odaklanıyor.

Ancak Rusya’nın herhangi bir uzlaşmaya hazır olup olmadığı yanıt bekleyen bir soru olmaya devam ediyor.

ABD

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Riyad’daki müzakerelerde ABD’nin görünen yüzü olacaklar ancak belki de masadaki asıl ses buradan yaklaşık 12 bin km uzakta, Florida, Palm Beach’teki Trump olacak.

Trump’ın son günlerdeki açıklamalarına rağmen, perde arkasında asıl odağının Ukrayna’nın kaderi konusunda Rusya ile yapılan görüşmeler olduğu açık.

Trump Pazar günü muhabirlere son gelişmelerden haberdar olduğunu ve müzakerelerin “ilerlediğini” söyledi.

Kısa vadeli hedef Ukrayna’daki çatışmaları durdurmak. Uzun vadede ise ABD’nin milyarlarca dolar değerinde silah yardımı yaptığı düşünüldüğünde Kiev’e daha az müdahil olmasını istiyor gibi görünüyor.

Trump ayrıca ABD’nin bugüne kadar sunduğu destek karşılığında, Ukrayna’daki nadir minerallere erişim için baskı yaptı. Ancak savaş sonrası Ukrayna’nın görünümüne ilişkin henüz bir şey söylemedi ve bu durum Avrupa’da alarm zillerinin çalmasına neden oldu.

Rubio, Suudi Arabistan’daki görüşmelerin Avrupa ve Ukrayna’yı da kapsayacak daha uzun bir süreç için sadece başlangıç olduğunu söyledi.

Bu açıklamalar, son dönemde Trump’ın açıklamalarını dinleyen ABD müttefiklerini yatıştırmaya yetmeyebilir.

Ankara’daki toplantı

Gelecek hafta 3. yılını dolduracak olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin diplomatik yollarla sonlandırılmasına ilişkin trafiğin arttığı bir dönemde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi.

Zelenskiy

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, “Barışı en çok isteyen biziz” ifadesini kullanırken, varılacak anlaşmanın adil olması gerektiğini ve Ukrayna’ya yeterli güvenlik garantilerinin sağlanmasının önemine işaret etti.

Ukrayna lideri, bu konular ve güvenlik garantilerinin ele alınacağı görüşmelerde ABD’nin yanı sıra Avrupa Birliği, Türkiye ve İngiltere’nin de yer alması gerektiğini söyledi.

“ABD ve Avrupa’daki birkaç ülkenin Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı çıktığını biliyoruz” diyen Zelenskiy, “Güvenlik garantilerinin verilmesi bu nedenle önemli. Rusya’dan korktuğumuz için değil ama bu savaşın tekrarlanmaması için” ifadelerini kullandı.

Erdoğan

Cumhurbaşkanı Erdoğan da ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya-Ukrayna arasında süratli bir anlaşmaya varılması konusundaki yaklaşımının Türkiye’nin son üç yıldır uyguladığı aktif diplomasiyle örtüştüğünü kaydetti.

Erdoğan, “Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır,” ifadelerini kullandı ve Türkiye’nin her iki tarafça “güvenilir arabulucu” olarak görüldüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı, barış görüşmeleri öncesinde Karadeniz’de seyrüsefer güvenliği konusunda yeni bir düzenleme yapılmasının süreç için önemli bir güven artırıcı önlem unsuru olacağını da kaydetti.

Paris’teki toplantı

İngiltere

Başbakan Keir Starmer, Avrupa liderleri ile onları savunma harcamaları konusunda uyaran Beyaz Saray arasında köprü olmayı umuyor.

Starmer’ın İngiliz askerlerini Ukrayna’ya konuşlandırma teklifi, oynamak istediği rolün bir parçası.

İngiltere’de hükümet, geçmişte herhangi bir barış anlaşmasının şartlarının Ukrayna’ya bağlı olduğunu söylerdi. Bu durum, yeni ABD yönetiminin 2014 sınırlarına geri dönmenin “gerçekçi olmadığını” belirtmesiyle değişti.

Ancak, parlamentoda ülkenin savunma alanında ne kadar harcama yapması gerektiği konusunda tartışmalar sürüyor.

İşçi Partisi, savunma harcamalarını GSYİH’nın %2,3’ünden %2,5’ine çıkarmak için “bir yol çizmeye” söz verdi. Savunma kaynakları bunun önemli bir artış olacağını söylüyor.

Ancak bunun ne zaman gerçekleşeceğine dair bir tarih yok ve çok sayıda kişi bunun artık acil olduğunu savunuyor.

Almanya

Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un ülkesindeki genel seçimden sadece birkaç gün önce Paris’te olması Alman liderlerin Trump’ın Ukrayna’ya yaklaşımından ne kadar rahatsız olduğunun bir göstergesiydi.

Ülkedeki tüm ana akım partiler, Ukrayna veya AB olmadan bir barış anlaşmasına aracılık edilmesi yönündeki Amerikan önerilerini kınadı. Aşırı sağ ve popülist-sol politikacılar Putin ile görüşmeleri memnuniyetle karşılıyor ve Kiev’i silahlandırmayı durdurmak istiyor. Ancak iktidara gelmeyecekler.

Bu nedenle, bir sonraki Alman hükümeti kimlerden oluşursa oluşsun Berlin’in Ukrayna’ya desteği güçlü kalacak. Bunun nedeni, Berlin’deki siyasi elitin Ukrayna egemenliğini baltalayacak bir anlaşmanın Almanya için felaket olacağını kabul etmesi.

Ülke son üç yılda Rus enerji kaynaklarından uzaklaştı ve savunma harcamalarını büyük ölçüde artırdı. Ancak bu durum Alman ekonomisini sert vurdu ve ardından gelen bütçe tartışmaları Alman hükümetinin çöküşüne yol açtı.

Polonya

Polonya, Rusya’nın işgalinin başlangıcından bu yana Ukrayna’nın kilit destekçisi oldu ve ülkeye giren askeri ve insani yardım için kilit lojistik merkezi konumunda.

Ayrıca, bütün bir Avrupa’nın güvenliğini tehdit ettiği için, Rusya’nın başlattığı savaşı kazanmasına izin verilemeyeceğini en güçlü savunan ülkelerden biri.

Polonya Rusya tehdidi nedeniyle, GSYİH’nın yaklaşık yüzd 5’iyle savunma harcama oranı en yüksek ülkelerden biri. Avrupa’nın geri kalanının da aynısını yapması gerektiği konusunda ABD ile hemfikir.

İskandinav ve Baltık ülkeleri

Danimarka, Pazartesi günkü toplantıda yer alan tek İskandinav ülkesiydi. Ancak Avrupalı diplomatlar, Danimarka’nın aynı zamanda Rusya sınırında bulunan ve gelecekteki herhangi bir Putin saldırısına karşı kendilerini özellikle savunmasız hisseden doğudaki Baltık komşularının – Estonya, Letonya ve Litvanya – çıkarlarını da temsil ettiğini söylüyor.

İkinci Trump döneminin yarattığı şok dalgaları şimdiden Danimarka’da yankılanmaya başladı.

Trump’ın özerk bir Danimarka bağımlı bölgesi olan Grönland’ı ele geçirme arzusu, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen’i geçen ay Avrupalı müttefiklerine kısa bir destek turu düzenlemeye yöneltti.

Müzakerelere katılmayan Ukrayna

Ukrayna:

Ukrayna halkı, ülkelerinin geleceğinin en az Şubat 2022’de olduğu kadar belirsiz olduğunu düşünüyor.

Ukraynalılar siren sesleriyle uyanmamak ve sevdiklerini kaybetmemek için barış istiyor.

Rusya, Ukrayna topraklarının yaklaşık yüzde 25’ini işgal etmiş durumda. Ukrayna’nın savunması on binlerce vatandaşının hayatına mal oldu.

Ülke geçmişteki müzakerelerde Rus birliklerinin Ukrayna topraklarından tamamen çekilmesi talebinde ısrarcı oldu. Yalnızca Rusya’nın son saldırısında ele geçirdiği bölgelerden değil, Rusya’nın 2014’ten sonra ilhak ettiği Kırım ve Rusya’nın ayrılıkçıları desteklediği Donetsk ve Luhansk bölgelerinden de çekilmesini istedi.

Ukraynalılar 2014 veya 2015’teki gibi bir barış anlaşmasından korkuyor. Bu süreçte yoğun çatışmalar durdurulmuş ancak sınırdaki çapraz ateş kayıplara yol açmaya devam etmişti.

Güvenlik garantisi olmadan, bu on yıl kadar sonra yeni bir savaş olasılığı anlamına geliyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ABD-Rusya görüşmeleriyle ilgili açıklamasında, “Ukrayna, Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında yapılan herhangi bir görüşmeyi sonuçsuz olarak görüyor ve biz olmadan bizim hakkımızda yapılan anlaşmaları kabul edemeyiz,” dedi

Barış görüşmesi hangi biçimde olursa olsun, Ukraynalılar kendi gelecekleri üzerinde söz sahibi olmak istiyor.