116 yıllık ömrün hikâyesi; değişenler ve değişmeyenler…

Engin BAŞCI

Dünyanın en yaşlı insanı 116. Yaşını kutluyormuş.

BBC Türkçe’nin haberine göre; Brezilyalı rahibe Inah Canbarro Lucas’ın Nisan ayında 116 yaşındayken hayatını kaybetmesinin ardından, İngiltere’de bir bakım evinde yaşayan Ethel Caterham, hâlâ hayatta olan en yaşlı kişi unvanını almış…

Dile kolay 116 yıl.

Haberde bugüne kadar yaşı doğrulatılabilen en yaşlı insanın 122 yıl 164 gün yaşadığı da belirtiliyor.

Bu unvanın sahibi 1997 yılında ölen Fransız Jeanne Louise Calment…

Şu anda dünyanın en yaşlı insanı unvanına sahip Ethel Caterham ise 1909 yılında doğmuş.

Hindistan’da çocuk bakıcısı olarak çalışmış, Hong Kong’da ve Cebelitarık’ta yaşamış.

Bu 116 yıl boyunda tarihin canlı tanığı olmuş.

İki dünya savaşı görmüş.

Atom bombasının insanlığa ve doğaya nasıl bir zarar verdiğini, atılırken neler dendiğini, sonra neler yaşandığını duymuş, görmüş, okumuş.

Kim bilir bunu yaşayanlarla da karşılaşmıştır belki…

Yıllar sonra Çernobil faciasının ve radyoaktif bulutların neden olduğu etkiyi de yaşamış.

BBC’nin haberinde yok ama bir soruyu da merak ediyor insan.

On binlerce, yüz binlerce kişiyi doğrudan etkileyen bu nükleer çılgınlık ve faciadan sonra acaba nükleer enerji konusunda ne düşünüyordur Ethel Caterham.

Sadece Ethel’in değil, tüm bu faciaları yaşayan insanların düşünceleri nükleer enerji uzmanlarının düşünceleri kadar önemli olsa gerek…

***

Bir asrı aşkın bir ömür.

O yaşarken dünya nereden nereye geldi.

Çocuktu ama ilk büyük devrimi gördü.

Sovyetler Birliği kuruldu.

Sıcak savaşlar kadar soğuk savaş yıllarını da yaşadı.

Kapitalizm yeni versiyonuyla dünyaya yayıldı.

Neoliberalizm ülkelerin, toplumların ve bireylerin hayatına nüfuz etti.

Sovyetler Birliği çöktü, başka bir küresel mücadele başladı.

Büyük savaşlar yerini bölgesel savaşlara ve çatışmalara bıraktı.

Göğüs göğüse yapılan siper savaşlarından insansız hava araçlarıyla yapılan savaşlara geçildi.

***

İnsanlığın ve teknolojinin büyük dönümünün de tanığı oldu Ethel Caterham…

Mesela o doğduğunda  radyo bile yoktu. Sadece sinema vardı. O da daha emekleme safhasında…

Tabii gazeteler de…

Elde satılan gazete dönemini de yaşadı, dağıtımın motorize olduğu internet aboneliklerinin onu da eskittiği ofset ve dijital baskı teknolojilerini de…

Artık e-dergi ve e-gazete dönemindeyiz ve Ethel Caterham hâlâ ve iyi ki bizimle…

O yaşarken sadece yazılı basın değil her şey değişti.

Örneğin, radyo girdi 1920’lerde hayatımıza…

1930’ların sonunda televizyonla tanıştı Ethel.

Sonra ikinci Büyük Savaş çıktı.

Göbels’in ve Hitler’in propagandayla bir toplumu nasıl manipüle ettiğini ve yanılttığını gördü.

Başta radyo olmak üzere kitle iletişim araçlarının gücüne tanıklık etti.

 O kitle iletişim araçları savaştan sonra çok gelişti.

1990’lı yılların ortasında internetle tanıştı dünya.

Ethel’in dünyası küçüldükçe küçüldü, önce küresel köye sonra küresel odacıklara dönüştü.

Herkes odasından dünyanın bir başka köşesindeki bir odaya online oldu.

O da yetmedi insan zekası yapay zekayı yarattı.

İnsanın yanında bir de robotik bir dünya oluşmaya başladı.

Üretim insandan robotlara kaydı.

Ethel doğduğunda henüz kalkan kölelik, teknolojiyle yeni bir boyut kazandı.

İnsan ile robot arasındaki ilişki bu yeni hayatın ve yeni zamanların efendi köle ilişkisine dönüştü.

Tüm bunlar olurken 20. yüzyılın başında İspanyol gribini de yaşayan Ethel, 21. yüzyılda Corona virüsünü de yaşadı.

Teknolojideki dönüşümle hayatının başında ve son döneminde yaşadığı bu salgınları farklı biçimlerde deneyledi ve iki küresel salgından da sağ çıktı…

***

Anlatılan zaman uzun.

Onun yaşadığı hayat da bir asırdan fazla.

Onca zaman içinde yukarıda anlatıldığı gibi pek çok değişti.

Kimini yazdık…

Yazamadıklarımızı yazmaya kalksak bu yazı bir kitaba dönüşür.

Sözün özü; Ethel Caterham’ın 116 yıllık ömrü içinde onca şey yaşandı, onca şey değişti.

Değişmeyen tek şey; insanın insanı sömürüsü, insanın insana ve doğaya zulmü…