Basın meslek örgütlerinden gazetecilerin gözaltına alınmasına ve tutuklanmasına tepki…

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Saraçhane’deki toplantı ve eylemleri izleyen gazetecilere yönelik gözaltı uygulamaları ve RTÜK’ün TV kanallarının lisansının iptal edileceğine yönelik duyurularıyla ilgili açıklama yaptı.

Saraçhanede görevlerini yapan gazetecilerin gözaltına alınmasını protesto eden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK’ün de medyayı tehdit eden açıklamalardan vazgeçmesini istedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyetinden yapılan yazılı açıklamanın tem metni şöyle:

“Halkın haber alma hakkı en üstün kamu yararıdır. Gazeteciler bu kamu yararının gerçekleşmesi için görev yapmaktadır. Demokratik ülkelerde ilgili kurumlar, yurttaşları gibi gazetecilerin de can ve iş güvenliğini sağlamakla sorumludur. Ancak ülkemizde tam aksine kuruluş yasalarına aykırı davranan kurumların temsilcileri gazetecilerin can ve iş güvenliğini sürekli tehdit etmektedir.

Gözaltına Alınan 10 Gazeteciyi Serbest Bırakın

19 Mart 2025 Çarşamba günü CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 106 kişinin gözaltına alınma kararının ardından Saraçhane’deki toplantıları ve eylemleri izleyen gazetecilere yönelik yine haksız, hukuka ve kanuna aykırı gözaltı uygulaması yapılmıştır.

İstanbul’da NOWTV muhabiri Ali Onur Tosun, Birgün yazarı Barış İnce, foto muhabiri Bülent Kılıç, FransızHaberAjansı (AFP) muhabiri Yasin Akgül, gazeteci Zeynep Kuray, sendika.org sitesi muhabiri Zişan Gür, gazeteci Hayri Tunç, İBB foto muhabiri Kurtuluş Arı, Bakırköy Belediyesi foto muhabiri Gökhan Kam, İzmir’de ise foto muhabiri Murat Kocabaş gözaltına alınmıştır.

Saraçhane’deki eylemleri izleyen Birgün muhabirleri Ebru Çelik ve Deniz Güngör güvenlik güçleri tarafından darp edilmiştir. TGC üyesi, serbest muhabir Jan Devletoğlu ise 22 Mart 2025 Cumartesi günü Saraçhane’de fotoğraf çekerken güvenlik güçleri tarafından engellenmiş, fotoğraf makinesindeki çektiği fotoğraflar zorla silinmiştir. Gazetecilerin sürekli gözaltı uygulamasıyla baskı altına alınmaya, sindirilmeye çalışılması halkın haber alma hakkının engellenmesidir. Bu tutumu protesto ediyoruz. Meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Gazetecilik yapmaları engellenmemelidir.

RTÜK Medyayı Tehdit Etmekten Vazgeçmelidir

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin Saraçhane’deki toplantı ve eylemleri canlı yayınla ekrana taşıyan televizyon kuruluşlarını lisanslarını iptal etmekle tehdit etmiştir. RTÜK iktidara yakın olmayan TV kanallarını düzenli olarak cezalandırarak, hukuksuzluğu sürdürmekten basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünü engellemekten vazgeçmelidir. RTÜK’ün görevi yurttaşların haber alma, gerçeğe erişim ve bilgilenme hakkını engellemek, TV kuruluşlarını tehdit değildir. RTÜK medya kuruluşlarını tehdit etmekten vazgeçmelidir. RTÜK’ü kararlarında tarafsız davranmaya, Anayasa’ya, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne saygılı olmaya çağırmaya devam ediyoruz. #Gazeteciliksuçdeğildir .”

Gözaltına alınan gazetecilerden 7’si tutuklandı.

Basın emekçileri AFP foto muhabiri Yasin Akgül, Now Haber Muhabiri Ali Onur Tosun, Foto muhabiri Bülent Kılıç, Muhabir Zeynep Kuray, İBB Foto Muhabiri Kurtuluş Arı, Bakırköy Belediyesi foto muhabiri Gökhan Kam, Muhabir Hayri Tunç hakimlikçe tutuklanan isimler oldu.

Türkiye Gazeteciler Sendikası, tutuklanmalarla ilgili olarak açıklamasında, “Gözaltındaki 7 meslektaşımız tutuklandı. Tutuklanmalarına delil olarak protestolar sırasında çekilmiş fotoğrafları gösteriliyor” dedi.

Sendika bu karara, “Masa başından ne fotoğraf çekilir ne haber yapılır. Bir gazetecinin arkada kalarak olan biteni belgelemesi beklenemez. Haber neredeyse gazeteci oradadır.” diyerek tepki gösterdi.

DİSK Basın-İş de “Dün gözaltına alınanların avukatlarına adli kontrol şartıyla serbest bırakılacakları bildirildikten kısa bir süre sonra savcının karar değiştirdiği ve tutuklama talebiyle sevk edildikleri açıklandı. Bu durum, yargının bağımsızlığı hakkında fikir vermektedir. Gazetecilik suç değildir, meslektaşlarımızı serbest bırakın” diye açıklama yaptı.

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin açıklaması ise şöyle:

“İstanbul’da yürütülen soruşturmaların ardından başlayan protesto ve gösterileri sırasında görev yapan foto muhabirleri ve muhabirlerin “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçundan tutuklanması hukuka aykırı, vicdana sığmayan, asla kabul edilemez bir karardır. 

Foto Muhabirleri, olayların öznesi, tarafı değil, tanığıdır. Foto muhabirleri, objektifleriyle gerçeği belgeleyen, yaşananları toplumsal hafızaya taşıyan ve kamuoyu adına görev yapan gazetecilerdir. Foto muhabirlerinin, çektiği fotoğraflar kanıt niteliğinde belgedir. Bir olayı, yaşanan hüzün ve sevinçleri toplum adına fotoğraf makinesi ile belgelemek, ancak ve ancak orada fiilen olmakla mümkündür. 

O foto muhabirleri; 15 Temmuz’da yaşanan hain darbe girişimindeki ihanetin boyutunu belgelediler. Marmara, Van, 6 Şubat depremlerinde ülkenin yaşadığı acıyı çektiği fotoğraf kareleri ile hafızalara kazıdılar. Gazze’de yaşanan insanlık dramını dünyaya duyurdular. Karabağ zaferinde, Suriye’de yaşanan devrimde deklanşöre bastılar. Bunun gibi yüzlerce olayda tarihin sessiz tanıkları olarak görevlerini yaptılar.

Dün olduğu gibi bugünde tarihe kelimelerin anlatamayacağı kadar güçlü kanıtlar sunan foto muhabirlerinin, gazetecilerin sırf işlerini yapmak için orada bulunmalarının yok sayılıp tutuklanmasını asla kabul etmiyoruz. 

Ne evrensel hukuğa ne kamu vicdana sığmayan bu yanlış karardan bir an önce dönülmesini, meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını bekliyoruz.”

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da “İstanbul’da gözaltındaki gazetecilerin ‘adli kontrollü salıverme’ kararlarından son anda dönülerek tutuklamaya sevk edildiğine dair haberleri büyük şaşkınlık ve kızgınlıkla karşılıyoruz. Hukuka olan inanca kimsenin bu kadar zarar verme hakkı yoktur” diyerek tepkisini dile getirdi.