Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), bütün dünyada hayatı durduran Corona virüsü salgınının, işsizlik rakamlarını, 2008’de yaşanan mali krizden daha derin etkileyeceğini belirtti. Örgüt, üye devletlere “sosyal kriz” uyarısı yaptı. OECD, işsizlik rakamlarının Nisan ayında hiç görülmedik bir şekilde üye ülkeler arasında yüzde 3 oranında artarak son 10 yılın en büyük işsizlik rakamına ulaştığını belirtti.
Amerikanın Sesi VOA’nın haberine göre, Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), “İşsizlik görünümü ve 2020 İstihdam Perspektifi” raporunu açıkladı. Raporda, istihdam alanında bu yıl sonu tahminlerine ilişkin oldukça karamsar bir tablo çizildi.
Buna göre OECD üyesi 36 ülkede Şubat ayında yüzde 5,2 olan ortalama işsizlik oranı, Mayıs ayında 3 puan artarak yüzde 8,4’e yükseldi. OECD’ye göre 2020’nin 4’üncü çeyreğinde işsizlik oranı 1929’da yaşanan Büyük Buhran’dan bu yana kaydedilen tüm seviyeleri geçerek yüzde 9,4’e yükselebilir. Daha da kötüsü, ikinci bir salgın dalgası yaşanırsa bu oran 12,6’ya kadar tırmanabilir.
OECD’de 54 buçuk milyon insan işsiz
Mayıs ayında işsizlik oranları Euro Bölgesi’nde 7,4, Avrupa Birliği ülkeleri arasında yüzde 6,7, G-7 ülkeleri arasında 8,7, OECD ülkeleri arasında ise 8,4 olarak kaydedildi. OECD bölgesinde işsizlerin sayısı ise 54,5 milyona yükseldi.
OECD rakamlarına göre Covid krizi öncesinde, yani 2020 yılının ilk çeyreğinde, en yüksek işsizlik oranları sırasıyla yüzde 15,5 ile Yunanistan, yüzde 13,9 ile İspanya, yüzde 12,7 ile Türkiye, yüzde 11,2 ile ise Kolombiya’da tespit edilmişti. Ancak Türkiye’nin Corona krizinin etkilediği ikinci çeyrek rakamları, OECD tablosunda şimdilik yer almadı.
“Sosyal krize dönüşmeden engellenmeli”
Raporda bağımsız ya da kısa süreli sözleşmeliler, düşük ücretli işçiler, gençler ve kadınların diğer gruplara kıyasla krizden daha ciddi şekilde etkilendiği belirtildi. Ekonomistlerin şimdiden “Covid kuşağı” olarak adlandırdıkları 25 yaş altındaki gençlerin istihdam durumunun özellikle kaygı verici olduğu vurgulandı. Üniversiteyi bitiren gençler bu yaz iş bulamadı, bulanlar ise ücret için pazarlık yapma şanslarını yitirdi.
Raporun sunuşunu yapan OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, “Bu kriz, kariyerleri iş gücü piyasasındaki kesintilerden kalıcı olarak etkilenecek kayıp bir genç nesil oluşmasına yol açmamalıdır” dedi. Gurria, “işsizlik krizinin küresel bir sosyal krize dönüşmesini engellemek için” üye ülke hükümetlerini harekete geçmeye ve özellikle gençlerin istihdamını desteklemeye çağırdı.
“Kaybedecek bir dakika bile yok”
OECD İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Müdürü Stefano Scarpetta ise bu rakamlar ışığında önümüzdeki aylarda bu kırılgan profillerin desteklenmesinin belirleyici olacağına dikkat çekerek, “2008 krizinden sonra hükümetler, gençlerin işgücü piyasasındaki zorluklarla başa çıkmasını sağlamak için geç kaldı. Ama bu sefer kaybedecek tek bir dakika bile yok. Bir an evvel, hiçbir gencin sektör dışında kalmaması için tüm önlemler alınmalı” dedi.
Scarpetta, hükümetlere, şirketlerin gençleri istihdam etmesi ya da staj yoluyla ilk deneyim şansı vermesi, gençler iş bulana kadar devletin mali yardımda bulunması gibi bir dizi önlemin acilen uygulanmaya konması gerektiğini dile getirdi. Gençlerin çıraklık ve mesleki eğitimlerinin, yoksul işçilere işsizlik yardımının güçlendirilmesi gerektiğini de vurguladı.
Kısa ve orta vadeli öneriler
Raporda, hükümetlerin bireylere ve şirketlere bu zorlu süreçte eşlik etmeleri ve desteklemeleri gerektiği vurgulandı. Kısa vadede insanların işlerine dönebilmeleri için şirketlere yardım edilmesi, gençlerin işe alınması için teşvik tedbirleri getirilmesi, işe dönme teşviklerinin güçlendirilmesi, Corona nedeniyle işsiz kalanlara verilen “teknik işsizlik” ücretlerinin yıl sonuna kadar uzatılması önerileri yer aldı.
Orta vadedeyse krizin vurduğu sosyal güvenlik sistemlerindeki yapısal boşlukların doldurulması, serbest meslek, yarı zamanlı işte çalışanlar ile diğer standart dışı çalışan işçilere yapılan gelir desteğinin güçlendirilmesi gerektiği ifade edildi. İşverenlere de çalışanlarını desteklemeleri, sendikalar ile işbirliği içinde çalışma yaşamı oluşturmaları ve iş güvenliğini yeniden güçlendirmeleri çağrısı yapıldı.