Kenya’nın Mombasa kentinde, yaşadığı kenar mahallede, binlerce insanda kurşun zehirlenmesine yol açan büyük bir fabrikaya karşı 10 yıldır hukuk mücadelesi yürüten Phylllis Omido, fabrikayı ve devleti 12 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum etti.
Omido’nun ölüm tehditlerine maruz kaldığı ve gözaltına alındığı 10 yıl süren adalet arayışı, doktorların bebeğinin kanında normalin çok üzerinde kurşun bulmasıyla başladı.
İngiliz Yayın Kurumu BBC Türkçe’nin Haberine göre, anne sütünden bebeğe geçen kurşun miktarı Dünya Sağlık Örgütü’nün kaygı yarattığını söylediği seviyenin 35 kat üzerindeydi.
İşletme mezunu Omido oğlu Kingdavid’i neyin hasta ettiğini bulduktan sonra işinden istifa etti. Daha sonra da Owino Uhuru’da neden bu kadar çok kadının düşük ve ölü doğum yaptığını, tavukların neden öldüğünü ve çocukları neyin hasta ettiğini araştırmaya başladı.
Sağlık ocağını bölge sakinlerine kurşun testi yapılmasına ikna ettikten sonra, en az üç çocuğun zehirlenmiş olduğu tespit edildi.
Döküm fabrikası 2007’de açılmıştı ve toprakta yapılan testler, kurşun seviyesinin 2008-2009 arasında on kat arttığı saptandı.
Omida ilk büyük zaferini, kurşunu ayrıştırmak için kimyasallar kullanarak, araç akülerini geri dönüştüren fabrikanın kapatılmasıyla, 2014’te kazandı.
Omida 2015’te Goldman Çevre Ödülünü aldı ve verilen yaklaşık 200 bin dolarlık para ödülünü, aralarında devlet kuruluşları ve iki şirketin de bulunduğu sorumlulara, toplu dava açmakta kullandı.
12 milyon dolarlık tazminat.
Mombasa kentindeki mahkeme, devlete ve şimdi kapalı olan döküm fabrikasının sahiplerine, Owino Uhuru bölgesinde yaşayan kurbanlara 12 milyon dolarlık tazminatın ödenmesi, ayrıca bölgede suyun ve toprağın temizlenmesi için 90 günlük süre tanıdı.
Duruşmada Omido’nun etrafı, fabrikanın zehirli dumanları ve suya karışan asitli atık suları nedeniyle hastalanan veya çocuklarının hayatını kaybederken izlemek zorunda kalan bölge sakinleriyle çevriliydi.
Erin Brockovich’e benzetiliyor
Omido’nun yürüttüğü hukuk mücadelesi, bir elektrik ve gaz şirketinin zehirlediği vatandaşlar adına yürüttüğü, hikayesi 2000 yılında Oscar alan bir filme konu olan Erin Brockovich’in yaşadıklarına benzetiliyor.
Bölgede rahiplik yapan Anastasia Nambo “İnsanlar bu suyu yemek pişirirken, yıkanırken kullandı. Pis koktuğu halde, bazen içtik de. Çünkü başka bir seçeneğimiz yoktu. Tehlikeli olduğunu bilmiyorduk” dedi.
42 yaşındaki Omido, “Uzun süre tek başıma verdiğim ve sıklıkla korkutucu bir mücadeleydi, insanlar benim ne söylediğimi ya anlamadılar ya da inanmadılar” dedi.
Omido “Ben ve oğlum çok şey yaşadık, saklanmak, tehditlerle başa çıkmak zorunda kaldık. Ama buna değdi” diye konuştu.