Dünyada kurak bölgeler son 40 yılda üç katına çıktı. Kuraklık geçen yıl 151 milyon kişiyi daha yetersiz beslenmeye yol açan gıda güvensizliğine sürükledi.
Yeni bir araştırmaya göre 1980’lerden bu yana dünya çapında kuraklıktan etkilenen arazilerin büyüklüğü üç katına çıktı.
Lancet Countdown on Health and Climate Change adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırma sonuçlarını yayınlayan BBC Türkçe’de yer alan habere göre, yeryüzündeki karasal alanların yüzde 48’i geçen yıl en az bir ay boyunca aşırı kuraklıktan etkilendi. 1980’lerde bu oran yüzde 15’ti.
2023’te dünyanın yaklaşık yüzde 30’u en az üç ay boyunca aşırı kuraklık yaşadı. 1980’lerde bu ortalama yüzde beşti.
Kuraklık, suya ve hijyene erişim, gıda güvenliği ve halk sağlığı konularında acil riskler getirirken, enerji tedariği, ulaşım ağları ve ekonomiyi etkileyebiliyor.
1990’larla kıyaslandığında kuraklık geçen yıl 151 milyon kişiyi daha yetersiz beslenmeye yol açan gıda güvensizliğine sürükledi.
Araştırmaya göre 65 yaş üzerindekilerde sıcaklıkla bağlantılı ölümler 1990’lara göre yüzde 167 arttı.
İklim Değişikliğinin Etkisi
İklim değişikliği küresel yağış rejimlerini değiştirerek bazı bölgeleri kuraklığa daha meyilli hale getiriyor.
Özellikle Güney Amerika, Orta Doğu ve Afrika Boynuzu’nda ağır bir kuraklık artışı gözlemlendi.
Güney Amerika’daki Amazon ormanlarında kuraklık hava durumu rejimini değiştirebilecek boyutlara ulaştı.
Burada yağmur bulutlarının oluşmasında rol oynayan ağaçlar öldüğü için, hassas bir dengede süregelen yağış döngüleri bozuluyor ve yeni kuraklıklar meydana geliyor.
Kuraklık ve seller neden aynı anda artıyor?
Karaların büyük bölümünde kuraklık yaşanırken aşırı yağışlar da arttı.
1961-1990 dönemiyle kıyaslandığında son 10 yılda dünyanın yüzde 61’inde aşırı yağışlar gözlemlendi.
Kuraklıklar, seller ve küresel ısınma arasında karmaşık bir ilişki var.
Sıcak hava topraktan suyun buharlaşmasını artırıyor, bu da yağışsız dönemleri daha da kurak hale getiriyor.
Ancak iklim değişikliği yağış rejimlerini değiştiriyor.
Okyanuslar ısındıkça daha fazla su buharlaşıyor. Isınan havanın nem tutma kapasitesi artıyor. Bu nem karalara doğru hareket ettiğinde veya fırtınaya dönüştüğünde daha şiddetli yağışlar görülüyor.
Virüsler daha önce görülmeyen yerlere yayıldı
Lancet Countdown araştırması iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerinin rekor seviyeye ulaştığını ortaya koydu.
1990’larla kıyaslandığında kuraklık geçen yıl 151 milyon kişiyi daha yetersiz beslenmeye yol açan gıda güvensizliğine sürükledi.
Araştırmaya göre 65 yaş üzerindekilerde sıcaklıkla bağlantılı ölümler 1990’lara göre yüzde 167 arttı.
Diğer taraftan artan sıcaklıklar ve daha fazla yağış sivrisineklerle bulaşan virüslerin yayılması için elverişli bir ortam hazırladı.
Dang humması vakaları bugüne kadarki en yüksek seviyeye ulaşırken sıtma ve Batı Nil virüsü daha önce hiç görülmeyen yerlere yayıldı.
Toz fırtınalarının sayısındaki artış milyonlarca kişinin tehlikeli hava kirliliğine maruz kalmasına yol açtı.
Lancet Countdown’ın yöneticisi Marina Romanello, “İklim hızla değişiyor. Alışık olmadığımız koşullara dönüşüyor ve sistemlerimizi buna uyumlu hale getirmedik” diyor.