Kemal ASLAN
Günümüz yaşamında farklı ortamlarda küçük gruplar içinde yaşıyoruz. Bu gruplar dışında da çalışma ya da eğlenme ortamlarında farklı insanlarla karşılaşıyoruz. Phillips’in deyişi ile her şeyin çekimine kapılmasak ve herkesi arzulamasak da etkilendiğimiz arzuladığımız insanlar olabiliyor. Bastırılmış arzu eğlence ortamında içilen alkolün de etkisiyle idin dışavurumu olarak ortaya çıkıyor. Bu durumda size ilgisi olduğunu sözcükler ve davranışlarıyla ortaya koyan birinin aynı zamanda üçüncü bir kişiye yönelik de ilgisini ortaya koyduğunu da görebiliyorsunuz. Bu ilgiyi ortaya koyan kişi kabul etmese de bir anlamda bu poligamidir. Çoklu ilişki arzusu. Her bireyde çoklu ilgi arzusu farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Sonuçta insan beğenilmek, onaylanmak istemektedir. Bunun sürdürülebilir olması için ilginin ortaya konulması ve karşı tarafta arzunun yaratılması gerekir. Bu bazen edilen bir dans bazen cilveli bir hareket ya da gülüş ile ortaya çıkabilir. Yani arzuyu tetikleyen davranışlar görünür hale gelir.
Yaşadığımız haz toplumunda yeterince tatmin ol(a)mama ya da tatminsizliği yaşama arzu açlığına ya da doyumsuzluğuna yol açmaktadır. Bu durum çoklu ilgi arayışına yol açmaktadır. Yaşanılan hayatın akışkan olması da bu çoklu ilgi arayışını beslemektedir. Çünkü akışkan hayat, teknolojinin dolayımıyla bireylere farklı seçenekler sunabilmektedir. Artık sadakat, bağlanma geçmiş zamana ait demode kavramlar olarak kabul görmektedir. Gerçi bu kavramlar çerçevesinde yaşamlarını sürdüren “dinozorlar” da var.
Arzu açlığını yeni ilişki arayışları ya da yeni ortamlarda insanlarla tanışmak çerçevesinde geçici olarak doyurmak mümkün görünse de sürekliliği olmadığından hep bir arayış söz konudur.
Çoklu ilgi arayışı birden fazla insanın o kişiyi arzu nesnesi haline getirmesine yönelik çabaları içerir. Önce ilgisi beklenen kişinin dikkati çekilir; onda değerli olduğu hissiyatı yaratır. O kişiye öncelik verildiği sanısı oluşturulur. Bu durum ister istemez ilgi beklenen kişi de ona yönelik arzu oluşur. Ancak, bu arzu o kişi için yeterli değildir. O, bir başka kişinin daha arzusunu elde etmek için doğrudan ya da dolaylı çaba gösterir. O kişi de ona yönelik ilgisini ortaya koyar. Böylece üçlü bir ilişkinin zemini yaratılmış olur.
Her ilgi o kişiyle bir bağ kurulmasına yol açar ve karşılıklı etkileşim için zemin oluşturur. Bu etkileşimin çoklu ortamda sürekli olması ilgi bekleyen kişi için arzulanan bir durumdur. Çünkü kendisinden hoşlanan, onu arzulayan en az iki farklı insan vardır. Bu da onun açısından geçmişteki olumsuz durumların üstesinden gelmenin bir yolu olabilir. Yani geçmiş ilişkilerinde yaşadığı olumsuzlukları unutturacak ve kendisiyle ilgilenen en az iki insanın olduğu gerçeği o kişinin kendisini daha iyi hissetmesine, benlik tatminine yol açabilmektedir. O kişi bu durumda kendisini oyun kurucu olarak görüp çoklu ilişkiyi sürdürebilecek senaryoyu yürütmek isteyebilir. Ancak herkes o senaryoda kendine düşen rolü oynamak istemez. Bu çoklu ilginin her durumda ve her bireyde geçerli olmayacağının bir göstergesidir.Üstelik çoklu ilgi arayışında kişiye bu özelliğinin söylenmesi bir anlamda o ilişkinin sonuçlanmasına yol açabilmektedir. Çünkü insanın kendisiyle arzularıyla yüzleşmesi en zor konulardan biridir. Bunu yapabilmek için yaşadığı travmaların kaynağını bilmek, bu konuda içgörü kazanmak gerekir. Bu oldukça zor bir yoldur. Üstelik herkes yaralarından şikâyetçi olmasına rağmen bu yaraların nasıl kapanacağı konusunda bilinçlenmek istememektedir. Bu kaçış, yeni yaralara da yol açmaktadır. Kapanmayan yaralara yenisini eklemek insanı giderek kendinden uzaklaştırır. Kapanmayan yaralarla sağlıklı ikili ilişkilerin kurulması mümkün değildir. Her kaçış bir anlamda kendinden de vazgeçişi içermektedir.