20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü… Birleşmiş Milletler tarafından 1989 yılında kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin imzalandığı günün yıldönümleri her yıl Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kutlanıyor. Türkiye de bu sözleşmeyi 27 Ocak 1995 yılında yürürlüğe koydu.
Bu sözleşmeye rağmen dünyanın hemen her coğrafyasında çocuklar zor bir hayat sürüyor. Yaşam hakları ihlal ediliyor, eğitim ve sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamıyorlar, yoksulluk içinde büyüyorlar.
Türkiye’de de çocuk hakları ihlalleri önemli bir sorun. Bu sorun davaları süren Narin cinayeti ve Yenidoğan Çetesi’nin neden olduğu bebek ölümleriyle sıcak gündemdeki yerini koruyor. İzmir’deki yangında ölen 5 çocuğun durumu da sorunu yoksulluk ve yoksunluk boyutuyla gündeme taşıdı.
Çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen raporlar da çocuk hakları konusundaki tabloyu gözler önüne seriyor.
Çocuk Hakları Merkezi’nin 2024 yılı ilk 9 ayını içeren rapora göre en 599 çocuk önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybetti.
Trafik kazaları, iş cinayetleri, ev içi şiddet, yangınlar, sağlık hizmeti alırken yaşananlar, kentsel ve kırsal alanda yaşanan olaylar, intiharlar, toplumsal cinsiyet temelli şiddet olayları başlıca ölüm nedenleri arasında yer alıyor. Bu nedenler arasında ilk üç sırayı trafik kazaları, kentsel ve kırsal kesimde yaşanan olaylar ve iş cinayetleri oluşturuyor.
Çocuk istihdamı çocuk hakları konusunda yaşanan sorunların yoğunlaştığı alanlardan biri. Çocuk Hakları Merkezi’nin kayıtlarına göre 2024 yılının ilk 9 ayında önlenebilir nedenlerle yaşanan çocuk ölümlerinin 70’i çocuk işçi ölümleri ve iş yeri kazalarından kaynaklanıyor.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verileri de son 11 yılda en az 695 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.
Yaşam hakkı ihlalleri çocukları hakları konusunda yaşanan en önemli sorun, ama tek sorun değil.
DW Türkçe’de Kahyan Ayhan imzalı haberde diğer sorunlarda değişik kaynaklardan elde edilen verilerle sıralanıyor.
Buna göre; Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (tarafından yapılan araştırmada, 0-17 yaş grubu arasındaki 7,03 milyon çocuğun yoksulluk içinde yaşadığı kaydedildi. Araştırmada, bunların 2 milyonunun ise derin yoksulluk içine olduğu vurgulandı. 2017 yılında bebeklerde yoksulluk oranı yüzde 36,8 iken 2022 yılında ise bu oranın yüzde 41,4’e çıktığı ifade edildi. Aynı dönemde çocukların yoksulluk oranı da yüzde 40,8’den yüzde 43,8’e çıktı.
Çocuklara yönelik suçlar arasında istismar ise başta geliyor. Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre 2023 yılında kolluk kuvvetlerine giden veya götürülen “mağdur” 242 bin 875 çocuğun yüzde 12’ye yakını cinsel istismar nedeniyle şikayette bulundu. Bu verilere göre; 2023’te Cumhuriyet başsavcılıklarında soruşturma evresinde karara bağlanan çocuk istismarına ilişkin dosyaların yüzde 34’ünde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi. 2013’te bu oran yüzde 21’di.
Eğitim bir diğer sorun. Eğitim Reformu Girişimi’nin 2024 yılı Eğitim İzleme Raporuna göre; eğitim çağında olan 600 binin üzerinde çocuk eğitim dışında. Bunların yüzde 53,6’sını erkek, yüzde 46,4’ünü kız çocukları oluşturuyor Eğitim dışında kalmanın 15 yaşından sonra artış gösterdiği vurgulanan raporda, toplam 242 bin 360 mülteci ve göçmen çocuğun eğitim dışında kaldığı belirtiliyor.
Cezaevlerindeki çocuklar sayısı da bir başka sorun. Kamuoyunda Rahşan affı diye bilenen af uygulamasının çıkış noktasını da bu sorun oluşturuyordu. Sonra söz konusu af yasası siyasetin tartışma alanı içinde kapsamı genişletilerek başka bir boyuta dönüştü. Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre, 3 bin 532 çocuk ‘suça sürüklenen çocuk’ kapsamında cezaevlerinde bulunuyor. Bunların bin 48’i hükümlü, 2 bin 484’ü ise tutuklu. 0-6 yaş grubunda cezaevlerinde anneleriyle kalan çocukların sayısı ise 759.