Bu dünyadan José “Pepe” Mujica geçti…

“İstediğim şey, yalnız bırakılmak. Benden röportaj ya da herhangi başka bir şey istemeyin. Samimiyetle söylemem gerekirse ölüyorum. Ve bir savaşçının dinlenmeye hakkı vardır” 

Bu sözler, son dönemini yaşayan ve yemek borusu kanserinin “karaciğerini sömürgeleştirdiğini” ifade eden silahlı mücadeleden devlet başkanlığına giden yolda devrimci kimliğinden vazgeçmeyen José “Pepe” Mujica’ya ait.

Búsqueda dergisine konuşan Mujica, “İstediğim şey, yalnız bırakılmak. Benden röportaj ya da herhangi başka bir şey istemeyin. Döngüm sona erdi. Samimiyetle söylemem gerekirse ölüyorum. Ve bir savaşçının dinlenmeye hakkı vardır” dedi. Yemek borusu kanserinin ‘karaciğerini sömürgeleştirdiğini’ anlattı ve bunu durdurmanın yolu olmadığını söyledi.

Gençliğinde Uruguay’daki diktatörlüğe karşı silahlı mücadeleye katılarak uzun yıllarını cezaevinde geçirdikten sonra devlet başkanlığına kadar yükselen devrimci siyaset insanı Mujica, maaşını yoksullara devretmiş, öldüğünde köpeğinin yanına gömülmeyi vasiyet etmişti.

Uruguay eski Devlet Başkanı, José “Pepe” Mujica, 13 Mayıs Salı günü, 89 yaşında dünyadan ayrıldı.

Mujica, karaciğerine metastaz yapmış olan yemek borusu kanseriyle uzun süren mücadelenin sonunda Uruguay’ın başkenti Montevideo’da öldü. Mujica, kalan ömrünü huzur içinde geçirmek istediğini belirterek son aylarında tedavi görmemeyi tercih ettiğini bildrimişti.

Tupamaros gerillası

Mujica 27 Haziran 1973’te dönemin devlet başkanı Juan María Bordaberry’nin parlamentoyu feshetmesiyle başlayan diktatörlük dönemindeki baskıya karşı silahlı mücadeleye öncülük eden Tupamaros gerillarındandı. Diktatörlük öncesinde kent gerillasında yer almış, ve tutsak düşerek 14 yıl hapis yatmıştı.

Diktatörlüğün 1985’te düşmesi sonrasında Tupamaros’un açık siyasete yönelme döneminde önce Hayvancılık, Tarım ve Balıkçılık Bakanı olarak hükümette görev aldı. Daha sonra 2010’dan 2015’e kadar Cumhurbaşkanlığı görevine seçildi.

Başkanlığı döneminde, eşcinsel evliliğin yasallaştırılması, kürtaj hakları ve esrar kullanımının yasallşatırılması ve benzeri reformları gerçekleştirmesiyle öne çıktı.

Sade yaşam tarzıyla bilinen Mujica, başkanlık maaşının önemli bir kısmını hayır kurumlarına bağışlayarak yaşamını eşi Lucía Topolansky ile mütevazı bir çiftlikte geçirdi. Ülke liderliğine ve yaşama yaklaşım tarzıyla dünya çapında hayranlık uyandırıken siyasette dürüstlük ve sadeliğin timsali olarak görüldü.

Mujica, son demeçlerinde yaşamının nasıl sona ereceğine ilişkin düşüncelerini: “Bir savaşçının dinlenme hakkı vardır.” diyerek dile getirmişti.

“Pepe” tedaviye son verme kararının ardından Uruguay’da yayımlanan Busqueda dergisine verdiği demeçte “Dürüst olmak gerekirse ölüyorum. Hayat güzel bir macera ve mucize. Mutluluğa değil, zenginliğe odaklanmış durumdayız. Sadece bir şeyler yapmaya odaklanıyoruz ve siz farkına varmadan hayat geçip gidiyor,” diyerek, halkına veda etmek istediğini söylemiş ve gözleri dolarak artık herhangi bir medya organına demeç vermeyeceğini ifade etmişti.

José Mujica: Köpeğimin yanına gömülmek istiyorum
José Mujica: Köpeğimin yanına gömülmek istiyorum

Hayatının son dönemlerini Montevideo’daki çiftliğinde eşiyle birlikte geçireceğini belirten Pepe, köpeği Manuela’nın yanına, çiftlikteki sekoya ağacının altına gömülmek istediğini belirtmişti.

Mujica’nın ölümü dünya çapında siyasal liderler ve kanaat önderlerince büyük üzüntüyle ve anısı ve mirasına saygıyla karşılandı.

José “Pepe” Mujica İstanbul’da…

José “Pepe” Mujica 2015 yılında Türkiye’ye geldi. Türkiye ziyaretinin ilk durağında 15 Ekim 2015 tarihinde İstanbul’da Şişli Belediyesi’nde gazetecilerle buluştu. Mujica, mavi renkli Vosvos araçla, “koruma ordusu” olmaksızın beraberindeki heyetle birlikte basın toplantısına geldi.

Kendisine “sayın” denmesinden hoşlanmayan “Saraysız Başkan” diye adlandırılan Mujica’ya toplantı boyunca lakabı olan “Pepe” adıyla seslenildi.

Toplantıda “Parayı çok sevenlerin sanayi ve ticaretle ilgilenmesini ve bunun vergisini ödemeleri gerektiğini düşünüyorum. Siyaset para biriktirmek için değildir. Halka hizmet ederek kendini mutlu hissetmek içindir. Basit olmaktır ve halk gibi olmaktır, sıradan bir vatandaş gibi olmaktır” diye konuşan Mujica şöyle devam etti:

“Halkın büyük çoğunluğu gibi yaşamaya çalışıyorum çünkü karar veren halktır. Çoğunluğun daha iyi yaşadığı gün belki biz de daha iyi yaşarız ve daha fazla harcarız. Hayatta en güzel şey özgürlüktür. Özgür olmak, sevdiğimiz şeyleri yapabilmek için daha fazla vakte sahip olmak demektir. Yoğun bir hayatım büyük bir evim ve hizmetçilerim olursa bunlara dikkat etmek için çok çalışırım. Bu nedenle de daha az özgür olurum. Benim işlerime dikkat etmesi için başkasını görevlendirirsem bu kez de onun vaktini çalmış olurum. Bu nedenle hayatta hafif olmak, bagajsız olmak daha fakir olmak değildir, özgür olmaktır.”

Mehmet Yeşiltepe BİANET’teki yazısında Mujica için şöyle diyor:

“O, bir devrimcinin nasıl yaşaması gerektiğine, devrimciliğin bir yaşam sanatı olduğuna, bu dünyayı sonsuz görmeye imkân tanıdığına dair çok özel ve öğretici bir miras bıraktı. Bu miras aynı zamanda devrimcilerin ölüm karşısındaki gerçekçi ve soğukkanlı duruşunun da şifrelerini içeriyor.

İyi ki seni tanıdık Mujica, iyi ki bu dünyadan geçtin…”

Foto:Mujica ve Castro (Fotoğraf: The San Diego Union-Tribune)

Bu yazı BİANET’teki haberlerden derlenmiştir.