Süper Lig’de bu hafta: Üç büyükler kazandı, Alanyaspor yine lider…

Umut Özdemir – gazetesanal.com

Spor Toto Süper Lig’in 6.haftası geride kaldı. Haftanın maçında Fenerbahçe, evinde ağırladığı Trabzonspor’u 3-1 yenerek yenilmezlik serisini 3 maça çıkardı. Galatasaray deplasmanda BB Erzurumspor’u 2-1 mağlup etti. Milli maç arasından sonraki haftayı bay geçen ve çıktığı son iki maçı kaybeden Beşiktaş, Yukatel Denizlispor’u 3-2 mağlup ederek nefes aldı. Başakşehir ise evinde ağırladığı Antalyaspor’u 5-1 yendi. Gaziantep FK, Konyaspor’u 1-0, Çaykur Rizespor Sivasspor’u 2-0, Yeni Malatyaspor da Gençlerbirliği’ni 2-1 ile geçerken, Alanyaspor Fatih Karagümrük’ü 2-0 mağlup etti ve liderliğini sürdürdü. Haftanın berberlikle ve golsüz biten tek karşılaşması Kasımpaşa-Göztepe maçıydı. MKE Ankaragücü-Hatayspor maçı, Hatayspor’daki Covit-19 vakaları yüzünden ertelenmişti. Kayserispor ise haftayı bay geçti.

26 gol atıldı, 3 kırmızı kart çıktı

Ligin 6. Haftasında 3’ü penaltıdan 26 gol atıldı. Haftanın golle sonuçlanmayan tek penaltısı Başakşehir-Antalyaspor maçındaydı. İlk gölün sahibi Edin Visca, 23. dakikada kullandığı penaltıyı kaçırdı. Visca atışı gole çevirseydi maçta hat-trick yapacaktı.

Ligin 6. haftasında 3 oyuncu kırmızı kart gördü. Galatasaray’Falcao, Beşiktaş’ta Josef de Souza, Antalyaspor’da Amilton takımını 10 kişi bırakan oyuncular oldu.

Süper Lig’de bu hafta tribünlerden cılız da olsa gol sesi duyuldu. Maçlar localara alınan seyirciler önünde oynandı.

Fenerbahçe’nin önü açık; Trabzonspor kayıpları oynamaya devam ediyor

Haftanın maçında, son iki maçtır galip gelen ama oyundaki istikrarını korumakta sıkıntı çeken Fenerbahçe ile savunmada ve hücumda etkili olamayıp, geçen sezonu mumla arayan Trabzonspor karşı karşıya geldi. Tahmin edildiği gibi maça Fenerbahçe baskılı başladı. Sarı-Lacivertliler, maçın başında Enner Valencia’yla girdiği iki net gol pozisyonundan yararlanamadı. 23.dakikada Lemos ve Sosa’nın anlaşmazlığında topu önünde bulan Benik Afobe, düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve takımını 1-0 öne geçirdi. İlk yarı bu skorla sonuçlandı. 51.dakikada sahneye Tisserand çıktı ve durumu 1-1’e getirdi. Bu golden 4 dakika sonra Valencia, ilk yarıda kaçırdığı pozisyonları telafi edercesine etkili bir vuruşla takımını bir farklı üstünlüğe taşıdı. 72.dakikada Papiss Demba Cisse durumu 3-1’e getirerek maçın skorunu da tayin etti ve Fenerbahçe sahadan galibiyetle ayrıldı.

Fenerbahçe, golü yiyene kadar hücumda gayet iyiydi. Fakat takım savunmasında aynı şeyi söylemek mümkün değil. 4-3-3 dizilişiyle sahaya çıkan ve zaman zaman 4-2-3-1 taktiğiyle de hücum eden Fenerbahçe, savunmada 4-4-2 formasyonuna geçti. Asıl sorun ise öndeki iki oyuncudan birinin Ozan Tufan olmasıydı. Yerinde oynadığı zaman hücumda ve savunmada çok iyi işler yapabilen bir “Merkez Orta Saha” oyuncusunu sahte forvet olarak ön tarafa koyduğunuzda o oyuncudan verim alamazsınız. Böyle yaptığınızda farkında olarak veya olmayarak orta sahada ve hücumda oynayan futbolcuların da yerini değiştirmiş olursunuz. Bu sefer de birden fazla oyuncudan verim alamazsınız. Nitekim Fenerbahçe de alamadı ve ilk yarıda golü bulamadı. Erol Bulut, ikinci yarının başında Sosa’yı oyundan çıkarıp, Cisse’yi oyuna aldı. Bu doğru hamleyle Ozan’la Pelkas, asıl mevkilerine geçti ve Cisse’nin de 1 gol 1 asistlik katkısıyla Fenerbahçe maçtan galibiyetle ayrıldı.

Trabzonspor ise defansta ve orta sahada çoğalarak Fenerbahçe’yi rahat hücuma çıkarmama planıyla sahaya çıkmıştı. Pres yaparak kazandığı toplarla ilerde etkili olmak istedi. Afobe’nin golüne kadar ilk isteğini yerine getirdi ama hücumda etkisizdi. Öne geçtikten sonra devreye Nwakaeme ve Abdülkadir Ömür gibi iki yetenekli oyuncunun da girmesiyle Bordo-Mavililer pasla çıkmaya başladı. Buna rağmen ilk yarının sonunda kazandıkları frikik hariç ciddi bir tehlike yaratamadılar. İkinci yarıda yenilen ilk gol ise bütün takımın dengesini sarstı. İkinci golden sonra salladı ve üçüncü golle ortada denge falan kalmadı. İkinci yarıda Trabzonspor’da etkili olabilen ve ayakta kalabilen sadece Nwakaeme’ydi. Zaman zaman ona Abdülkadir Ömür de yardımcı olmak istedi ama yetersizdi. Bu da mağlubiyeti getirdi.

Fenerbahçe bu sezon geriye düşse bile kazanmayı bildi. Bu sefer ilk 5 maçın aksine oyundaki istikrarı da korumayı başardı ve yenilmezlik serisini 3 maça çıkardı. Trabzonspor için ise ilk yarıdaki oyun belki umut vericiydi, ama ikinci yarıdaki oyun kötüydü. Fenerbahçe’nin önü açık. Trabzonspor ise kayıpları oynamaya devam ediyor.  

Zor günler geride kaldı. Şimdi Galatasaray’ın önünde daha zor günler var.

Galatasaray, oynadığı son 4 resmi maçta sahadan 3 mağlubiyet 1 beraberlikle ayrıldı. Bu duruma saha içi etkenlerin yanı sıra saha dışındaki olumsuzluklar da neden oldu. Yönetimin maaşlara indirim yapması, bazı futbolcuların buna tepki göstermesi, mali durum gerekçe gösterilerek yeterince transfer yapılamaması, Fatih Terim ile Mustafa Cengiz arasında esen soğuk rüzgarlar saha dışından gelip, saha içine olumsuzluk katan etkenlerdi. Fakat ne olursa olsun Galatasaray’ın maç kazanması gerekiyordu. Alınacak bir galibiyet kulüp içerisindeki negatif havayı yok etmeyecekti, ama saha içinde futbolcuların üzerindeki yükü kaldıracaktı.

Son haftalardaki, sonuçlara ve oyuna bakıldığında Galatasaray’ın taktik anlamda önemli değişiklikler yapması gerekiyordu. Fatih Terim de bunu görmüş olacak ki geçen hafta 4-2-3-1 dizilişinde oynayan takımı, bu hafta 4-1-4-1 formasyonuyla sahaya çıkardı. Kalede Fatih Öztürk’ün yerine Okan Kocuk’u, sağ bekte Linnes’in yerine Omar Elabdellaoui’yi, orta sahada da cezalı Etebo’nun yerine Ömer Bayram’ı ve Emre Akbaba’nın yerine Belhanda’yı oynattı. Yani Fatih Hoca, bir anlamda geçen sene oynattığı oyuna geri dönüş yaptı. Bu dönüş, Galatasaray’ı olumlu anlamda etkiledi ve Emre Kılınç’ın 20.dakikada attığı golle Sarı-Kırmızılılar 1-0 öne geçti. Ancak, Galatasaray skoru koruyamadı ve Novikovas’ın penaltıdan attığı golle durum 1-1 oldu. İkinci yarıda ise sahneye Falcao çıktı. “Sadece penaltıdan gol atıyor” eleştirilerine cevap verircesine 64.dakikada çaprazdan şık bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve takımını bir farkla öne geçirdi. İlk golün de asistini yapan Falcao, maçın adamı seçilecekti ki 73.dakikada kariyerindeki ilk kırmızı kartı bir sonbahar akşamında, Erzurum’da gördü. 20 dakika bir kişi eksik oynayan Galatasaray, ev sahibine karşı dayandı, skoru korudu ve maçı kazanmayı bildi.

Fatih Hoca, eski bir reçeteyi tekrar yazarak zorlu Erzurum deplasmanından galibiyetle dönmeyi başardı. Ancak iş burada bitmiyor. Sarı-Kırmızılılar, kulüp içerisindeki olumsuzlukların saha içerisine etki etmesine izin vermeyerek galibiyetler almaya devam etmeli. Bu durumu şu sözle özetleyebiliriz: Zor günler geride kaldı. Şimdi Galatasaray’ın önünde daha zor günler var.

Geçen sezonun aynısı olabilir

Ligde çıktığı ilk 4 maçta gol dahi atamayan Başakşehir, son iki lig maçındaki oyunuyla şampiyonluk adayı olduğunun mesajını verdi. Geçen hafta Trabzonspor’u deplasmanda 2-0 mağlup eden Başakşehir, hafta içi Şampiyonlar Ligi’nde karşılaştığı Leipzig karşısında ise aynı skorla sahadan yenik ayrılmıştı. Bu durum, Başakşehir’in moralini bozmamış. Antalyaspor karşısında fırtına gibi başladılar 11.dakikada Visca’nın golüyle 1-0 öne geçtiler. Antalyaspor, bu gole 14.dakikada Lukas Podolski’yle cevap verdi. Ancak 23.dakikada sahneye tekrar Visca çıktı ve durumu 2-1’e getirdi. Başakşehir; 27.dakikada İrfan Can’ın, 35.dakikada Crivelli’nin ve 83.dakikada yeni transfer Giuliano’nun attığı gollerle sahadan 5-1 gibi farklı bir skorla galip ayrıldı.

Başakşehir, Süper Lig’de en iyi kadroya sahip iki takımdan biri (diğeri Fenerbahçe). Bunun yanında geçen sezonun şampiyonluk motivasyonu ve oturmuş bir kadrosu var. Bu oturmuş kadronun en önemli iki ismi ise Edin Visca ile İrfan Can Kahveci. Bu oyuncular skora katkı sağladığında Başakşehir’in galibiyet alması işten bile değil. Nitekim son iki lig maçında Visca 3 gol 1 asistlik katkı sağlarken, İrfan Can da 2 gol attı. Diğer taraftan takım olarak da gayet iyiler. Okan Buruk, 4-4-2 formasyonunu son iki maçta gayet iyi uyguladı. Başakşehir, bu şekilde devam ederse geçen sezonki gibi kötü başlayıp, iyi bitirebilir.

Beşiktaş nefes aldı ama…

Trabzonspor galibiyetinden sonraki çıktığı üç lig maçında 8 puan bırakan Beşiktaş, bay geçtiği haftadan sonra galibiyetle lige dönüş yapmak istiyordu. Sergen Yalçın ve oyuncularının istediği oldu.

Galibiyet için baskı kurmak ve goller bulmak gerekir. Beşiktaş bunun bilincindeydi ve 13.dakikada Atiba’nın attığı golle 1-0 öne geçti. 39.dakikada ilk golün asistini yapan Aboubakar durumu 2-0’a getirdi. 48.dakikada Larin, takımının üçüncü golünü kaydetti. 67.dakikada Josef kırmızı kart gördü ve Beşiktaş, 10 kişi kaldı. Mesanovic’in attığı golle maç 3-1 oldu. 90+4’te Sacko’nun golü maçı 3-2’ye getirdi ve mücadele bu skorla tamamlandı.

Sergen Yalçın, tıpkı Gençlerbirliği maçında olduğu gibi orta sahada Dorukhan – Josef – Atiba üçlüsünü tercih etti. Yeni transferler Rosier ve Ghezzal’ı da ilk 11’e yazdı ama en bariz değişiklik olarak Larin’i sol kanatta denedi. Böylelikle iki gol silahını aynı anda oynattı. Beşiktaş maça çok iyi başladı ve 3 gol buldu. Denizlispor’a resmen nefes aldırmadı. Fakat 10 kişi kaldıktan sonra maç tersine döndü. Sanki roller değişti. Maç bir 10 dakika daha oynansaydı mücadelenin beraberlikle sonuçlanması işten bile değildi. Beşiktaş kazanmalıydı ve kazandı. Kara Kartallar kaybettiği puanların ardından bu galibiyetle nefes aldı ve umut tazeledi…