“Sözcüklerin efendisi” gazeteci Bekir Coşkun hayatını kaybetti…

Engin Başcı – gazetesanal.com

O gazeteciydi…

Kalemini gerçeğin hizmetine sundu… Doğruları yazdı… Kimsenin adamı olmadı, kalemini satmadı…

O müthiş gözlem yeteneği ve sözcük ustalığıyla Onuncu Köy’ü buldu; patrona değil, önce vicdanına sonra halka hesap verdi…

Gazetecilik dünyasından bir Bekir Coşkun geçti…

Ve Türkiye her dönemde gerçeğin sözcülüğüne soyunan ilkeli bir gazetecisini kaybetti…

Köşe yazarıydı…  Ama o köşelere tepeden gelmedi.

Gazeteciliğe foto muhabirliğiyle başladı…

Mesleğin ilkelerini ve inceliklerini ustalarından öğrendi…

Usta olduğunda da, onda ne varsa genç gazetecilere öğretti…

Hayatın içinden beslendi… İçinde yaşadığımız o hayatın sadece bizden ibaret olmadığını anlattı…

Çiçekleri ve böcekleriyle; kedileri, kuşları ve köpekleriyle bir bütün olan o hayata vicdanın penceresinden baktı…

Ve o hayatı Pako’yla simgeleştirdi.

Pako sadece onun değil, bizim de köpeğimiz oldu.

Urfalıydı; toprağın ve suyun değerini biliyordu…

Ağacı yazdı, suyu yazdı, toprağı yazdı…

Açılan ormanları, kirletilen doğayı taşıdı köşesine…

Cumhuriyetin kalemiydi, onun değerleriyle büyüdü…

Atatürk Orman Çiftliği o yüzden önemliydi…

Bıkmadan usanmadan anlattı talanı ve yok edilmek isteneni…

Onuncu Köy’de yazdı… Onuncu Köy bizim de köyümüzdü.

O köyde ekmek parası için yerin yedi kat altında can pahasına ter döken maden işçileri de vardı; bir köy okulunda çocuklar yanmasın diye alev alan sobayı kucaklayıp dışarı atan öğretmen de…

Ve yazmıştı; o öğretmenin yanan avuçları kadar sızlamaz birilerin vicdanı…

Vicdansızları yazdı, vicdanlıların sesi oldu.

Ve Bekir ağabey, yüreğimizde bir sızı bırakarak ayrıldı aramızdan…

Kendi dediğince;

“Ayrılık mevsimidir bu aylar…

Her sene bu aylarda ben “ayrılık” yazımı yazarım…

Her cümlenin sonuna noktalar, artı iki damla…

Hüzün günleridir…

Yaş gözden ayrılır…

***

Ayrılık mevsimidir bu aylar…

Aklında bir hüzzam şarkı…

Bir de ayrılıkların sızısı kalır…”

Aynı yazısında:

“Ne çok giden olur…

Ne çok el sallanır bu mevsimde…

O ne çok vedadır…

Bu mevsimde ne çok “Beni unutma!..” vardır…” diye yazmış…

Unutmak mı usta?..

Unutursak vicdanımız kurusun!..

Bize öğrettiğin her şey için teşekkürler…