Sevginin cinsi yok, her yürekte yaşıyor…

HABERİ BURADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

gazetesanal.com

Göç yollarına düşmüş leylekler, bir inşaat alanının yanı başında kendine yaşam alanı arayan köpekler, sahiplenilip sokağa atılan hayvanlar ve barınaklarda kaderlerini bekleyenler… Hepsi yaşadığımız hayatın bir parçası… Biz neredeysek, onlar da orada… Şehrimizde, köyümüzde, mahallemizde… Ekim ayının 4’ü hayvanları koruma günü…

flamingolar, hayvanlar, kuş tüyleri içeren Ücretsiz stok fotoğraf

Bu konuda bir kanunumuz da var… Hayvan haklarını düzenleyen kanun… Kanun hayvanlara iyi davranılmasını ve rahat bir şekilde yaşamalarını, acı ve eziyet çekmemeleri için korunmalarını  amaçlıyor… Bunun için gerekli çalışmaların yapılmasını ve her türlü önlemin alınmasını söylüyor… Bu konuda evcil ve sokak hayvanları ayrımı da yapmıyor… Yani bütün hayvanlar eşit…

Hayvan hakları ihlallerinin cezası da var. Ancak verilen cezalar idari para cezasının ötesine geçemiyor. Türk Ceza Kanunu’nun “Mala Zarar Verme” başlıklı 151. maddesinde ise sahipli hayvanları öldürenler için 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor… Hayvan haklarını düzenleyen ve onları korumayı amaçlayan 5199 sayılı kanun “bütün hayvanlar eşittir” dese de, bu madde sokak hayvanlarını kapsamıyor… Sadece sahipli hayvanlar için geçerli… Türk Ceza Kanunu’nun bu maddesindeki bir başka sorun ve belki de daha önemlisi hayvanları “mal” olarak görmesi…

açık hava, Çiftlik, çim içeren Ücretsiz stok fotoğraf

Oysa gözlerinizin içine sevgiyle bakan, okşadığınızda sıcaklığını hissettiren bir can onlar… Sevmeyi de sevilmeyi de biliyorlar… Hiç büyümeyen bir bebek gibiler… Ama oyuncak değiller… Karne hediyesi olarak pet shop’tan alınan ve yaz tatili sonunda sokağa bırakılan bir “mal” hiç değiller… Terk edilmenin acısını bizler gibi yaşıyorlar… Kötü muammele sonrası travma geçirmek onların da bir gerçeği…

Hasta olduklarında ya da sakat kaldıklarında sokağa atılmak kimisinin kaderi… Sokaklarda ya da ormanlık alanlarda böyle çok sayıda hayvan var… Onları ölüme terk etmek gibi bir durum bu… Ama onları anlayan, onları kendinden görenlerin sayısı da hiç az değil…

beslemek, el, ev kedisi içeren Ücretsiz stok fotoğraf

Barınakta gözleri görmeyen bir köpeği alıp, ona çocuğu gibi bakan insanlar da var aramızda… Sokağa bırakılmış yavru bir köpeği evine alıp ona yeni bir hayat veren ya da felçli kedisine engelli bir çocuğa bakar gibi bakan iyilik melekleri de…

Agop Kuyumcuoğlu bu iyilik meleklerinden biri… İstanbul’da bir mücevher ustası… Ama onun asıl mücevherleri felçli ve da yürüyemeyen kedi ve köpekler için yaptığı yürüteçler. Onun yürüteçleriyle onlarca kedi köpek hayata tutunuyor… Agop Kuyumcuoğlu yaptığı yürüteçleri ücretsiz olarak Türkiye’nin her köşesinden ihtiyaç sahiplerine gönderiyor. Hiçbir karşılık beklemeden hayvanları sevdiği için yapıyor bunu… Onlara “can” diyor ve boş zamanlarını onlar için çalışarak geçiriyor…

Kimileri hayvanlara ateş edip eziyet ederken, kimileri boş zamanlarında onlar için çalışıyor. İnternet üzerinden örgütleniyorlar; yardıma muhtaç nerede bir hayvan varsa onun için seferber oluyorlar. Hafta sonları ormanlık alanlara bırakılan köpekleri besliyorlar… Hayatı paylaşmanın anlamlı ve güzel yollarından biri bu… Sevgi böyle bir şey…

Soğuk kış aylarında sokakta yaşayan hayvanlar için evimizin önüne ya da mahallemizin uygun mekanlarına yiyecek bırakmak çok önemli… Ya da sıcak yaz günlerinde bir kap su onlar için hayat demek… Ama yapılacaklar bunlardan ibaret değil… Pet shop’tan hayvan almaktansa barınaktaki bir canı sahiplenmek; ona sevgi ve yeni bir hayat vermek de çok değerli…

Sevginin cinsi yok, her yürekte yaşıyor…