Merkez Bankası Başkanı değişikliği ne anlama geliyor…


Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal, gece yarısı yayınlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle görevden alındı. Uysal’ın yerine daha önce Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım hükümetlerinde maliye bakanlığı görevini üstlenen Naci Ağbal atandı.

Murat Uysal dönemi.

Murat Uysal. Merkez Bankası başkanlığı döneminde hükümetin düşük faiz politikasına paralel politikalar uyguladı.

6 Temmuz 2019’da başkan olduktan sonra on aylık görev süresinde faiz oranlarını dokuz kez düşürdü ve bir kez yükseltti. Uysal, göreve başladıında yüzde 24 olan politika faizi olarak bilinen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,25’e kadar düşürdü. Ayrıldığında ise bu oran yüzde 10.25 oldu.

Uysal, göreve başladığında 5,61 olan dolar kuru, görevden alındığında 8,5 seviyesindeydi.

Murat Uysal, 28 Ekim’de enflasyon raporu toplantısında yaptığı konuşmada, ‘‘Kur hedefimiz yok’’ demişti.

Naci Ağbal kimdir?

Yeni Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilen Temmuz 2018’den bu yana Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı görevini yürütüyordu.

1968 doğumlu Ağbal, Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu 64’üncü ve Binali Yıldırım’ın oluşturduğu 65’inci hükümetler döneminde, Maliye Bakanı olarak görev yaptı.

Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarı döneminde Maliye Bakanlığı’nda önce bakan danışmanlığı, ardından Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü ve son olarak da müsteşarlık görevini yürütmüştü. 2015’e kadar bu görevlerinin yanı sıra TÜPRAŞ, PETKİM ve THY’nin yönetim kurullarında ve Yüksek Öğretim Kurulu’nda (YÖK) üyeydi.

Murat Uysal’ın yerine atanan Naci Ağbal, önceki tüm Merkez Bankası başkanlarının aksine hiçbir merkez bankası deneyimi olmayan bir isim. Başkanlık sistemi öncesinin son Maliye Bakanı olarak görev yapan Ağbal, gelir ve vergi uzmanı olarak tanınıyor.

Naci Ağbal’ın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı olarak atanması ne anlama geliyor? 

Prof.Dr. Yalçın Karatepe.

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Yalçın Karatepe, döviz kurunun bir türlü dizginlenememesinin faturasının zaten iktidarın ekonomi politikalarını uygulayan Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’a ödetildiğini belirtti.

Amerikanın Sesi VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Karatepe, bu atamanın çözüm üretmeyeceğini ileri sürerek şunları söyledi:

‘‘Türk lirasının değer kaybı bir türlü durdurulamıyor. Ancak bu hamlenin çözüm üretmesini beklemek mümkün değil. Çünkü bildiğiniz gibi bir önceki Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, ‘bizim sözümüzü dinlemiyor’ diye değiştirilmiş ve yerine getirilen Murat Uysal da iktidar politikalarına uyumlu başkanlık yapmıştı. Ancak o politikalar sonucu kurdaki yükselme dizginlemeyince bir sorumlu bulmak gerekti. Siyasi fatura ödenmek istemeyince de fatura bir bürokrata kesildi’’

Dr. Cüneyt Akman.

Alman Yayın Kurumu DW’ye açıklamalarda bulunan ekonomist Dr. Cüneyt Akman, yeni başkanın acil faiz arttırma kararı alarak piyasalara olumlu bir mesaj verebileceğini ifade ederek şunları söyledi:

“Açıkçası ekonomi yönetimi artık yapabileceği bir şey kalmadığı için köşeye sıkışmış durumda. Faiz artırmak da artırmamak da sorun artık. Alınan yanlış ve eksik kararlar nedeni ile Türkiye’ye gelmek isteyen sıcak parayı sürekli tedirgin eden bir yapı oluştu”,

Cüneyt Akman, Merkez Bankası’nın yeni dönemde enflasyon hedeflemesi sisteminden vazgeçebileceği öngörüsünde de bulundu ve “bundan sonra ekonomi yönetiminde sermaye kontrolü, sabit kur, sabit ve düşük faiz gibi politikalar gündeme gelebilir.” dedi.

Prof.Dr. Erinç Yeldan.

DW Türkçe’ye konuşan Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan,  Merkez Bankası  başkanlığına yapılan atamanın “Türkiye’nin ekonomi yönetim stratejisine vurulmuş ağır bir darbe” olduğunu söyledi.

Alınan kararın tahrip edici ve yanlış bir adım olduğunu kaydeden Yeldan, “Ekonomi yönetiminin gereklerine bu kadar sert bir şekilde müdahale inanılır gibi değil. Artık mesele son yıllarda kaç başkanın değiştirilmesi değil; doğrudan doğruya Merkez Bankası’nın yapısına bir müdahale yapılıyor olması” dedi.

Prof.Dr. Öner Günçavdı.

DW Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İşletme Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, yapılan atamaların yasaların verdiği yetkilere dayanmasının ortada “anormal” bir durum olduğu gerçeğini ortadan kaldıramayacağını ifade ederek şunları söyledi:

“Zaten Türkiye’nin en kısa zamanda dış kaynak bulmak zorunda olduğu bir dönemden geçerken, bu karar ile kaynak bulma teşebbüslerini daha da zora sokacak. Bundan sonra olası faiz artışları da Türkiye ekonomisine olan olumsuz bakışı değiştiremeyecek. Günü kurtarma politikaları artık hiçbir fayda sağlamayacak. Yol bitti artık. Asıl sorunun Cumhurbaşkanlığı sisteminin yarattığı karmaşa olduğunu görmeden, ekonomide kalıcı bir iyileşme sağlanamayacak. Türkiye’nin bugün sorunu siyasi bir sorundur. Reformların başkanlık sisteminden başlaması gerekiyor.”