Döviz neden yükseliyor? Sorun, yönetimsel mi yoksa dış güçlerin müdahalesi mi?

HABERİ BURADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

Kurban bayramı sonrası, Ağustos ayının ilk haftasında döviz ve altında hızlı yükselişler yaşandı.

Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu yönetimi ile bir toplantı yaptı.

Merkez Bankası, Türk lirasını sıkılaştırma kararını açıklarken, faizleri dolaylı olarak birkaç puan arttırdı. Merkez Bankası, politika faizini artırmadan, piyasayı fonlama faizini artırmaya başladı. Bu kararlar kısa süreli küçük düşüşlere yol açtı. Ancak dolar hafta için rekor kırdı.

7 Ağustos Cuma günü dolar gün içinde tarihi zirve yaparak 7,36’yı gördü. Dolar/TL kuru, Merkez Bankası toplantısı sonrasında dolar 7,13’e kadar gerilese de kapanış olan 7,25’in üzerine çıkarak gün sonunda yeniden 7,28’i aştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Hafta boyunca devam eden hareketlilik karşısında açıklama yapmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya Camii’nde kıldığı Cuma namazının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, ekonominin kötü gitmediğini hatta Türk ekonomisinin tırmanışta olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

‘‘Ben içerdeki düşmanları zaten gündeme getirmek istemiyorum. Bize zaten dışardakiler yetiyor. Ama içerdekiler de onlara gayet güzel pompalama görevi ifa ediyorlar. Biz 2002 Kasım’ında göreve geldik. Göreve geldiğimiz zaman milli gelirimiz 236 milyar dolardı. Fakat 2019’da toplam milli gelirimiz 754 milyar dolara çıktı. Buzdolabı satışlarına bakın, 1 milyon 87 bindi. 2019 ise 2 milyon 486 bin adet buzdolabı adet. Şimdi bu bir şeyi gösteriyor. Yani Türkiye bir tırmanışta. Ama bizim bu tırmanışımızı görmek istemeyen, gözü olup da görmeyenler de var. İstihdama bakıyoruz 19,6 milyon kişiydi, 28 milyon 80 bin istihdam var. Bunda artış var. Tabi bazı sıkıntılar yok değil. İhracat 36 milyar dolardı, şu anda 180 milyar dolar. Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde’’.

Erdoğan, Maliye Bakanına sahip çıktı.

Aynı zamanda damadı olan Albayrak’a sahip çıkan Erdoğan, ‘‘Maliye Bakanımla ilgili sosyal medyada karalamalar var. Bunlar yetişemedikleri üzüme koruk diyorlar. Pandemi sırasında 150’ye yakın ülkeye maskeden tuluma ilaçlara varıncaya kadar her şeyi gönderiyoruz, bunlar bedelsiz olmuyor. Bunları görmüyor musunuz, siz kör müsünüz? Rahat olun, sistem oturduğu için bazı zamanda (dövizde) tırmanışlar bazen inişler olur. Şöyle, birkaç ay, yılbaşı itibariyle 10 liradan bahsediyorlardı. Ama iş nerelere geldi? Şu anda bulunduğumuz noktalara geldi. TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum dövizin de altının da yerini bulacağına inanıyorum. Bu dalgalanmalar her zaman olur’’ diye konuştu.

Erdoğan, yurt dışı operasyonlara dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yurt dışında yaptığı operasyonlara da dikkati ekerek, bunların ekonomi üzerinde yarattığı yüke işaret etti.

Türkiye’nin 17 yıldır teröre karşı mücadele verdiğini, savunma sanayindeki yerli oranını yüzde 20’den yüzde 70’e çıkardığını, Libya’da mücadele sürdürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı, bunların kolay olmadığını çeşitli zorluklara neden olduğunu dile getirdi.

Uzmanlar ne diyor?

Cumhuriyet gazetesine açıklamalarda bulunan Altınbaş Üniversitesi öğretim üyesi Hayri Kozanoğlu ve Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Burak Arzova kurdaki yükseliş ile ilgili farklı saptamalarda bulundu.

Kur neden yükseliyor?

Hayri Kozanoğlu’na göre, Ayasofya’nın müze niteliğini yitirmesi dahi kurdaki artışı tetikleyen bir unsur.

Kozanoğlu, bu adımın Türkiye’nin modern dünyadan koptuğu algısını güçlendirdiğini, bunun da sermaye çıkışını hızlandırdığını söylüyor.

Burak Arzova’ya göre ise “bugünlere bir anda gelinmedi.” Serbest piyasa ekonomisinin gerçeklerinden kopuldu. 

Arzova, “Faiz enflasyonun nedeni değil sonucu iken, yapay yolla faizi indirdiğimizde enflasyonun da düşeceği yanılgısına kapıldık” diyor.

Temel nedenler…

Kozanoğlu ve Arzova’ya göre, kurdaki yükselişin temel nedenleri şöyle:

– Döviz almak isteyenlerin, satmak isteyenlerden daha fazla olması.

– Enflasyon verileri özelinde veri güvenliği konusunda tereddütler oluşması ve bunların giderilmemesi.

– Önlemlerin toplu halde alınmaması, ekonomide keyfi uygulama algısının oluşması.

– Öngörülebilirliğin ortadan kalkması.

– Bütçe disiplininin kaybedilmesi, bütçenin harcama ayağında kamunun özensiz hareket etmesi.

– Yapısal reform takviminin bir türlü ortaya konulamaması.

– Dövizi belli bir noktada tutmak için Merkez Bankası rezervlerinin eritilmesi. Brüt rezervlerin 2019 sonundan bu yana 32 milyar dolar erimesi.

– 2019’da 34.5 milyar dolar civarındaki turizm gelirlerinin, bu yıl birkaç milyar doları aşmayacağının anlaşılması.

– Swap hattı denilen ABD Merkez Bankası’nın Brezilya, Meksika, Güney Kore gibi ülkelere verdiği likidite desteği kapsamına Türkiye’nin alınmaması.

– Türkiye ekonomisinin yabancı sermaye akımlarına aşırı bağlı halde olması. Son dönemde güven bulamayan yabancı yatırımcının da Türkiye’yi terk etmesi.

Prof. Dr. Hurşit Güneş…

Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hurşit Güneş’e göre, Türkiye’nin yeni bir ekonomi paketine ve yeni bir yönetime ihtiyacı var.

Amerikanın Sesi VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Güneş şu değerlendirmeyi yaptı:

‘‘Korona pandemisi ortaya çıktığı zaman bizim merkez bankamız da likiditeyi yani para arzını arttırdı. Öte yandan bankalar da Merkez Bankası’nın faizi düşürmesiyle birlikte normalleşmenin başladığı Mayıs ve Haziran ayına tüketici kredilerini genişletti. Bu arada halk da döviz almaya başladı. Yerleşiklerin döviz talebi arttı. Yabancılar tahvil ve senetleri satıp dolarları alıp çıktı. Fakat turizm kaynaklığı döviz bolluğundan bu yıl pandemi nedeniyle eser yok. Tüm bunlar birleşince, döviz talebini karşılayacak döviz likiditesi eksikliği ortaya çıktı. Böylelikle kurda sıçrama oldu. Hızla yükseliş bir spekülatif etki olduğunu da düşündürtüyor. Kur, kendisini 7’nin üstüne attı ve 7.35lere kadar gitti. Dengeleme için Merkez Bankası’nın elinde iki silah var. Biri döviz rezervleri ikincisi, faiz enstrümanı. Ancak faizlerle oynaması istenmiyor. Döviz rezervlerini zaten bankalar aracılığıyla müdahale ederek kullandı ki perde arkasında onun olduğunu biliyordu ama yine de gizlenmeyi tercih etti. Milyarlarca dolar döviz harcadın ve faiz ile döviz sıkıştı. Cumhurbaşkanı damadına sahip çıkarak kabul etmese de Türkiye’nin sorunu güven eksikliği. Kurtuluş için siyasi değişikliğe ve paket değişikliğine ihtiyaç var’’

Prof.Dr. Refet Gürkaynak…

İngiliz Yayın Kurumu BBC Türkçe’ye açıklamalarda bulunan Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak, yaşananların Türkiye’ye özgü olduğunu belirterek,  “durumun Londra, New York’un yaptığı birşey ile ilgisi yok çünkü Türkiye’de yabancı yatırımcı kalmadı”dedi.

Gürkaynak doların yükselişi ile ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu:

“Liranın değer kaybetmesinin sebebi para politikamızın enflasyona yol açması. Türkiye’de lira ucuzluyor, biz buna doların pahalılanması diyoruz. Para politikamız, faizi enflasyonun altında tutuyor. Dolayısıyla TL ile yaptığınız yatırımların getirisi enflasyon altında eziliyor. Bunun olduğu bir ortamda döviz kurunu tutabilmek söz konusu değil. Durumun Londra, New York’un yaptığı birşey ile ilgisi yok çünkü Türkiye’de yabancı yatırımcı kalmadı. Şu anda olan, Türkiye’deki yerleşik insanların kendileri için doğru olduğunu düşündüklerinin sonucu. Türkiye’deki mevduatın yarıdan fazlası döviz cinsine döndü. Bu kendileri bakımından yanlış birşey değil. Şu anda gördüğümüz gibi döviz tutuyor olmak enflasyona karşı koruyor, çünkü enflasyonla beraber kur yükseliyor.”

Vatandaş nasıl etkilenecek?

– Uzmanlara göre, yüksek kur seviyesi, uzun dönemde yüksek enflasyona, sofraya gelen her ürünün zamlanmasına, alım gücünün düşmesine yol açacak.

– İthalatı pahalılaştırıp, yabancı makine ve girdilere gereksinim duyan yatırımları, dolayısıyla büyüme ve istihdamı yavaşlatacak. Bu da işsizliği derinleştirecek.

– Faizler kaçınılmaz biçimde yükselecek. İhtiyaç kredileri, kredi kartı maliyetleri artacak.

– Dövizin yükselmesi 431 milyar dolar olan Türkiye’nin dış borçlarının ödenmesini zorlaştıracak. Her 10 kuruş artış, 43.1 milyar lira daha fazla nakit çıkışı demek.

– Doğalgaz ve petrolün TL karşılığının artmasıyla bu ürünlere bağlı fiyat artışları olacak.