Koronavirüs salgını dünya genelinde etkisini sürdürüyor. Vaka sayılarında görülen artış, acil kullanım onayı olan aşılara umut bağlanmasına neden oldu. Aşıları erken edinen ülkelerde aşılama çalışmaları da başladı. Faz-3 aşamaları tamamlanmadan ve kesin sonuçlar açıklanmadan başlayan aşılama çalışmaları nedeniyle aşılar üzerindeki tartışmalar da devam ediyor.
Aşılar ne kadar güvenli? Yan etkiler var mı? Aşı sonrası hangi reaksiyonlar normal kabul ediliyor? Alman yayın kuruluşu DW Türkçe, koronavirüs aşılarıyla ilgili merak edeilen konuları araştırdı ve derledi.
DW Türkçe’nin haberine göre, dünya genelinde milyonlarca insan yakında yeni tip koronavirüse karşı aşı olmayı umuyor. Ancak birçok kişinin aşı konusunda çekinceleri de var; bir yandan koronavirüsten korunmak isterken diğer yandan aşının yan etkilerinden çekiniyorlar. Bu kişiler, aşı adaylarının hızlı geliştirilmiş olmasından ötürü güvenilir olup olmadığı ve yan etkilerin yeterince araştırıp araştırılmadığı konusunda tereddütlüler.
Normal aşı reaksiyonları
Aşı sonrası vücudun bazı reaksiyonlar göstermesi normal sayılıyor; örneğin aşının vurulduğu yerde kızarıklık, şişlik ve ağrı yaşanması. Ayrıca aşı sonrası yorgunluk, ateş, baş ve eklem ağrıları da ilk üç gün içerisinde ortaya çıkabilecek olağan reaksiyonlar arasında.
Bu reaksiyonlar genelde orta dereceli seyrediyor ve birkaç gün içerisinde kendiliğinden kayboluyor. Vücudun verdiği bu tepkiler, aşının etkili olduğunu ve bağışıklık sisteminin aşıya cevap vererek antikor üretmeye başladığını gösteriyor.
Halihazırda uygulanmaya başlanan Biontech/Pfizer, Moderna, AstraZeneca ve Rus aşısı Sputnik V aşılarından sonra da tipik sayılan bu yan etkilerin ortaya çıktığı gözlendi.
Nadiren ciddi yan etkiler
Tipik aşı reaksiyonlarının yanı sıra bazı münferit durumlarda aşı sonrası alerjik şok gibi ciddi yan etkilerin meydana geldiği de görüldü ancak bunların istisna olduğu belirtiliyor. Genel olarak Avrupa İlaç Ajansı (EMA), Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) onay verdiği aşılar güvenli olarak görülüyor.
Yeni bir teknoloji olan mRNA teknolojisi ile üretilen yeni aşılar, klasik aşılara kıyasla daha farklı özelliklere sahip. Bu aşılar herhangi bir zayıflatılmış veya öldürülmüş virüs yerine yalnızca Covid-19 patojeninin bir bileşenini oluşturmak için genetik talimatlar içeriyorlar.
Diğer aşılar ise genelde viral vektör tekniğiyle üretilen aşılar. Viral vektör aşılar, zararsız adenovirüsleri (yalnızca şempanzeleri enfekte eden soğuk algınlığı virüsleri gibi), başat protein olan SARS-CoV-2’nin yüzey proteinine sokmak için taşıyıcı olarak kullanan ve böylece bağışıklık reaksiyonunu tetikleyen aşılar olarak biliniyor.
BioNTech-Pfizer aşısının riskleri ve yan etkileri:
Etkin maddesi BNT162b2 olan aşının onay sürecinde ciddi yan etkiler görülmedi. Yorgunluk ve baş ağrısı gibi tipik yan etkilerin ise yaşlılarda daha nadir ve hafif derecede ortaya çıktığı gözlendi. Ancak aşının uygulanmaya başlamasından bu yana bazı kişilerin aşılamanın hemen sonrasında alerjik reaksiyonlar gösterdiği görüldü. ABD’de bir ve İngiltere’de iki kişi, cilt kızarıklığı ve nefes darlığı ile birlikte anafilaktik şok olarak bilinen duruma maruz kaldı. Bu kişilerin bir hastalık ve alerji öyküsü bulunmadığı için İngiliz merciler alerjisi bulunan kişileri aşıya karşı uyardı.
Moderna aşısının riskleri ve yan etkileri
ABD’li şirket Moderna’nın mRNA-173 etkin maddeli aşısı da BioNTech-Pfizer aşısına benzer bir genetik teknoloji ile üretildi. Üretici şirketin ve test yetkililerinin verilerine göre, aşı adayı klinik çalışmalar sırasında gönüllüler tarafından iyi tolere edildi. Tipik aşı reaksiyonları hafif ve orta dereceli seyrederken, bağımsız denetleyici kurumun verdiği bilgilere göre, gönüllülerin yüzde 9,7’sinde bitkinlik meydana geldi. Moderna aşısında da aşının uygulandığı gönüllülerin çok az bir kısmında alerjik reaksiyonlar görüldü, çok çok az sayıda kişide ise yüz felci meydana geldi. Ancak yan etkilerin mRNA’dan değil, mRNA’nın taşıyıcıları olarak görev yapan ve daha sonra vücut tarafından parçalanan lipit nanopartiküllerinden kaynaklandığı tahmin ediliyor.
AstraZeneca aşısının riskleri ve yan etkileri
İngiliz-İsveç ortaklı şirket AstraZeneca’nın eylül ayında yürüttüğü klinik deneyler sırasında bir kişide aşılamadan sonra omurilik iltihabının görülmesi büyük tartışma yaratmıştı. Bir uzman kurul omurilik iltihabının aşı ile bir bağlantısı olmadığını tespit edene kadar klinik deneylere ara verildi. AstraZeneca aşısının uygulanmasından sonra da tipik sayılan aşının yapıldığı yerde kızarıklık, şişme, yorgunluk gibi yan etkilerin meydana geldiği bildirildi. Bu aşıda da yan etkiler yaşlı kişilerde çok hafif düzeyde ve ender şekilde ortaya çıktı. AstraZeneca aşısı viral vektör tekniğiyle üretiliyor.
Sputnik-V aşısının riksleri ve yan etkileri
Rus aşısı Sputnik-V Rusya’da 2020’nin ağustos ayında onay almıştı; ancak klinik deneylerin üçüncü fazının sonuçları beklenmemişti. Sputnik V iki farklı modifiye edilmiş adenovirüs ile üretiliyor. Moskova’daki Gamaleya Araştırma Merkezi tarafından geliştirilen aşıyla ilgili dünya genelinde önemli çekinceler bulunuyordu, çünkü sunulan aşı çalışmasında manipülasyona işaret edebilecek tekrarlar vardı. Buna rağmen Sputnik V aşısı, Rusya’nın yanı sıra Belarus, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Brezilya ve Arjantin’de de uygulanıyor.
2 Ocak 2021’de Rusya Sağlık Bakanı Mihail Muraşko gazetecilere yaptığı açıklamada, 1,5 milyon dozdan fazla aşının Rusya’nın çeşitli bölgelerine sevkiyatının yapıldığını ve toplam 800 binden fazla kişinin aşılandığını açıkladı. Rusya Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, şu ana kadar olağan yan etkiler olarak kabul edilen baş ağrısı ve ateş gibi şikayetler kayda geçti. Arjantin Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre de aşı yapılan toplam 32 bin 13 kişiden şu ana kadar sadece 317’sinde bu türden yan etkiler gözlendi. Sputnik-V aşısının ciddi yan etkileri olduğuna dair şu ana kadar bir bildirimde bulunulmadı.
Çin aşılarının riskleri ve yan etkileri
Halihazırda Çin’de dört şirket tarafından üretilen beş aşı adayı klinik deneylerin üçüncü aşamasında bulunuyor: Devlet şirketi Sinopharm’ın aşısı ile özel şirketler Anhui Zhifei Longcom Biologic Pharmacy, Cansino ve Sinovac’ın aşı adayları.
Dört aşı adayından üçü inaktif aşı olarak bilinen öldürülen virüsün vücuda enjekte edilmesi prensibine dayanıyor. Bu yöntem özellikle çocuk felci ve kuduz aşısına karşı yıllardır kullanılıyor. Türkiye’nin de sipariş ettiği Sinovac şirketine ait Coronavac aşısının klinik deneylerinin birinci ve ikinci aşamasının sonuçları Kasım ayında The Lancet Infectious Diseases bilim dergisinde açıklandı. Sonuçlara göre, aşının ciddi bir yan etkisi gözlemlenmedi. Gönüllülerin bildirdiklerine göre, hafif dereceli yan etkiler meydana geldi ve bu yan etkiler iki gün içerisinde kayboldu. En önemli yan etki olarak ise aşının vurulduğu yerdeki ağrı gösterildi. Sinovac aşısında da ilk dozun vurulmasından sonra bir kişide ağır alerjik reaksiyonlar gözlendiği bildirildi. Ancak söz konusu deneğin, ikinci dozun enjekte edilmesinden sonra benzer reaksiyonlar göstermediği belirtildi.
Aşının risklerini göze almak gerekir mi?
Bu sorunun yanıtını herkes kendisi için verecek. Çünkü bu avantaj ve risklerin kişisel olarak değerlendirilmesi sonucu verilecek bir karar. Benim için önemli olan kendimi ve diğerlerini koruyarak yeniden normal bir hayat sürmek mi; yoksa yeni aşı teknolojilerinin riskleri göze alınamayacak kadar büyük mü?
Şu ana kadar kayda geçen riskler ve yan etkiler geçen aylardan elde edilen verilere dayanıyor; aşıların uzun dönemli etkileri konusunda elde bir bilgi yok. Net durumu, aşılama sürecini takip eden uzun dönemli araştırmaların sonuçları ortaya koyacak.
Risk ve fayda analizi
Robert-Koch Enstitüsü’ne bağlı Daimi Aşı Komisyonu üyesi Christian Bogdan’ın verdiği bilgilere göre aşı yaptırma kararı genel anlamıyla risk-fayda analizine dayanıyor. Alman haber ajansına değerlendirmede bulunan uzman, “Koronavirüse yakalandığı takdirde ölüm riski yüzde 20 olan yaşlı bir kişi aşı olduğu takdirde ciddi yan etkinin ortaya çıkması riski 50 binde 1 ise bu riski göze almak gerekir” dedi. Diğer yandan Bogdan çocukların aşılanmasının ise gerekli olmadığı belirtiyor, zira çocukların Kovid-19’dan dolayı ölüm olasılığı neredeyse sıfır.
Ayrıca uzman hamile ve emziren kadınların da bu konudaki verilerin eksikliğinden ötürü aşı yaptırmaması gerektiğini belirtiyor. ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ise hamile ve emziren kadınların doktor tavsiyesi ile mRNA aşıları ile aşılanmasının sakıncası olmadığını belirtiyor.