Kaz Dağlarındaki altın madenine karşı başlatılan direnişin üzerinden bir yıl geçti… Kaz Dağlarından geriye ne kaldı?

Kaz Dağlarındaki doğa katliamanın ortaya çıkması üzerine, 26 Temmuz’da 16 kişi murdukları 5 çadır ile nöbet tutmaya başladı. Nöbetin 11. gününde on binlerce kişi Kaz Dağları’na yürüdü.

Yürüyüşle beraber, Türkiye, Alamos Gold ismini altın arayan Kanadalı şirketin adını sıkça duymaya başladı.

Alman Yayın Kurumu DW’nin haberine göre, Kanadalı şirketin, yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik ile yürüttüğü altın madeni projesi, tertemiz havası, yemyeşil doğasıyla bir bölgenin nefesi olan Kaz Dağlarında, ekosisteme darbe vurdu.

300 bin ağaç kesildi

Proje için kesilen ağaç sayısı hakkında çelişkili açıklamalar yapıldı. TEMA Vakfı, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre 45 bin 650 ağacın kesilmesi öngörülen proje için 195 bin ağaç kesildiğini belirledi. Tarım ve Orman Bakanlığı ise kesilen ağaç sayısını 13 bin 400 olarak açıkladı. Son rakamlara göre ise bölgede kesilen ağaç sayısı 300 bini geçti.

Orman Bölge Müdürlüğü, şirketin aldığı ÇED raporlarına ilişkin dava süreci devam ederken kesim sahasını ihaleye çıkarıp ağaç kesimine başladı. Şirket, ÇED raporunda izni 26,7 hektar olmasına karşın 613 hektarda kesime başladı.

Su ve vicdan nöbeti.

Hukuki yollarla şirketin faaliyetlerinin önüne geçemeyen doğa savunucuları buna tepki olarak direniş başlattı.

Türkei Widerstand gegen Waldrodung im Ida-Gebirge

26 Temmuz’da beş çadır ve 16 kişiyle başlayan nöbetin 11. gününde on binlerce kişi Kaz Dağları’na yürüdü. AKP, bölgede Gezi Parkı’nda yapılanın benzerinin yapılmaya çalışıldığını iddia etti.

Siyanür kullanılacak.

ÇED raporunda 165,7 milyon dolarlık projenin altı yıl süreceği, bu süre zarfında 495 bin ons altın ve 3 milyon 6 bin ons gümüş üretileceği belirtiliyordu. Projede günlük 9 ton, yıllık 3 bin 150 ton siyanür kullanılacak olması tepkiye neden oldu.

Çanakkale Belediyesi proje sahasında 72 milyon ton cevherin dinamitlerle patlatılıp işleneceğini, bunun 26 milyon tonunun siyanür ile işlem göreceğini açıkladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, altın aramalarında siyanür ve türevi kimyasal kullanılmadığı şeklinde açıklama yaptı. Tarım ve Orman Bakanlığı ise maden sahasının Kaz Dağları’na 40 kilometre uzaklıkta olduğunu belirterek projeyi savundu.

Alamos Gold ise siyanürün altın çıkarma işleminin son aşamasında kullanılacağını, herhangi bir sızıntıya yol açılmaması için tüm önlemlerin alındığını belirtti.

Şirket, ayrıca projenin tamamlanması için öngörülen altı yıl sonrasında ağaçların kesildiği bölgenin eski haline döneceğini iddia etti.

Alamos Gold ile yapılan sözleşmeye göre çıkarılan altından Türkiye’nin sadece yüzde 4 pay alması da tartışma konusu oldu. Şirket sözleşmesinde kamu yararı olmadığını ifade eden CHP, bu nedenle sözleşmenin hukuken yok hükmünde olduğuna işaret etti.

Su ve Vicdan Nöbeti’nin talepleri

Su ve Vicdan Nöbeti’nin dört talebi bulunuyordu: Kirazlı’da bir an önce ağaç kesiminin durması, çalışmaların sonlandırılması, hukuki süreç bitmeden ağaç kesimine izin veren tüm yetkililerin yargılanması, Kirazlı başta olmak üzere Kaz Dağları ekosistemi içinde yer alan tüm metalik madencilik ruhsat ve projelerinin iptal edilmesi.

Ruhsat yenilenmedi.

13 Ekim’de Alamos Gold, çalışma ruhsatının yenilenmediğini ve bu sebeple Kaz Dağları’ndaki faaliyetine ara verdiğini açıkladı. Ancak şirket faaliyet sahasından çekilmedi.

DW Türkçe’ye konuşan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, “Firma ruhsatı yenilenmediği halde ne yazık ki hâlâ alanda. Alanı işgal etmeye devam ediyor. 300 binin üzerinde kesilen ağaçla yok edilen ekosistem hâlâ gözümüzün önünde o şekilde duruyor. Şimdiden erozyon başladı, toprak kaymaları başladı” diyor.

180 bin kişinin su kaynağı tehlikede.

Maden alanı, 180 bin insanın tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı ile aynı su havzasında yer alıyor. Atikhisar Barajı su toplama havzası ile Çanakkale, Kepez, Karacaören ve Özbek ovalarına ait 5 bin 200 hektar tarım arazisi sulanıyor.

TEMA Vakfı’na göre, maden alanının yüzde 98,7’si orman alanında bulunuyor. Ormanlık alanda 283 farklı bitki türü bulunuyor. Proje alanında tespit edilen türlerin yedisi dünyada sadece Türkiye’de bulunuyor. Bölgede ayrıca 18 memeli, 41 kuş, 10 sürüngen ve 117 böcek türü yaşıyor.