İsrail, BAE ve Bahreyn arasındaki anlaşma, bölgeyi nasıl etkileyecek?…

HABERİ BURADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında varılan “ilişkilerin normalleştirilmesine” yönelik anlaşmalar, Beyaz Saray’da imzalandı.

Beyaz Saray’da düzenlenen ve ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliği yaptığı törene, BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan, Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif el Zayani ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu katıldı.

‘Yeni ülkeler katılacak’

İngiliz Yayın Kurumu BBC Türkçe’nin haberine göre, tören öncesinde gazetecilere açıklamalar yapan Trump, beş ya da altı ülkenin daha İsrail’le ilişkileri normalleştirme anlaşmalarına katılabileceğini belirterek, söz konusu anlaşmalardan bazılarının 3 Kasım’daki ABD Başkanlık seçimlerinden önce gerçekleşebileceğini dile getirdi.

“Yahudi ve Arapların düşman olduğu ve Mescid-i Aksa’nın saldırı altında olduğu yalanlarının nesilden nesile aktarılması bölgede ve tüm dünyada terör ve şiddetin yayılmasına yol açtı” diyen Trump, varılan anlaşmalarla geçmişteki başarısız yaklaşımlardan bölge halklarını kurtardığını savundu.

İsrail Başbakanı Netanyahu da üç ülke arasındaki normalleşme anlaşmasını “tarihi bir dönüm noktası” olarak tanımladı.

BAE ve Bahreyn dışişleri bakanları da anlaşmayla ilgili olarak Trump’a teşekkürlerini iletti.

BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan, “Bu anlaşma Filistin halkının yanında durmaya devam etmemizi sağlayacak, istikrarlı ve huzurlu bir bölgede bağımsız bir devlet kurma umutlarını gerçekleştirmelerini sağlayacaktır” dedi.

Bahreyn ve BAE, İsrail’le normalleşme anlaşması imzalayan 3. ve 4. Arap ülkeleri oldu. 1979 yılında Mısır; 1994 yılında da Ürdün İsrail ile diplomatik ilişki kurmuştu.

İmzalanan anlaşmanın önemi nedir, bölgesel etkileri ne olacak? BBC’nin Orta Doğu Editörü Jeremy Bowen, anlaşmaların önemini 5 maddede inceledi:

1-Körfez ülkeleri ticaret başta olmak üzere İsrail’le işbirliği alanlarını değerlendirecek.

BAE, son yıllarda hem bir askeri güç hem de ticaret yapılacak bir tatil ülkesi olarak yükselişe geçti. Bu konumlarını güçlendirmek için ABD, İsrail’le imzalanacak anlaşma sonrası BAE’ye yeni gelişmiş silahların satışı için yardımcı olacak. Bunların arasında F-35 savaş uçakları da var.

BAE, gelişmiş silahlarını Libya ve Yemen’de kullanıyor. Ancak Körfezin karşı kıyısındaki, en büyük düşmanı olarak gördüğü İran’dan gelecek potansiyel bir tehlikeye karşı donanımlı olmak istiyor.

BAE’nin ve Bahreyn’in İran’la ilgili tehdit algısını İsrail ve Trump yönetimi de paylaşıyor. 1969’a kadar İran, Bahreyn’in kendi toprak parçasına dahil olduğunu iddia ediyordu.

BAE ve Bahreyn de İsrail’le temas halindeydi, artık bunu hem güvenlik hem ticaret anlamında açıkça yapabilecekler.

2-İsrail bölgesel izolasyondan adım adım kurtuluyor.

BAE ve Bahreyn’le imzalanan anlaşmalar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için de bir zafer niteliğinde. Netanyahu, 1920’lerde geliştirilen, Arap ülkeleri ve Yahudi devleti arasında “Demirden Duvar” öngören ideolojiye inanıyordu. Bu ideolojiye göre bölgede güçlü bir şekilde varlığını sürdüren Yahudi devleti, nihayetinde Arap ülkeleri tarafından kabul edilecekti.

Mısır ve Ürdün’le yapılan anlaşmalarla güçlenen ideolojiye, Netanyahu da katkıda bulunmuş oldu.

İran’a karşı Arap ülkeleriyle geliştirilen ittifak da İsrail için önemli. Netanyahu, zaman zaman İran’ı Nazilerle kıyaslayacak kadar büyük bir düşman olarak görüyor.

Ülkesinde kendisini koltuğundan edebilecek bir yolsuzluk soruşturmasıyla ve protestolarla uğraşan Netanyahu’ya için Beyaz Saray’daki bu törenin daha iyi bir zamanlaması olamazdı.

3. Donald Trump bir dış politika zaferi daha kazandı.

Anlaşma, sadece tarafları için değil arabulucusu Trump için de büyük bir kazanım olarak görülüyor. İran’a “maksimum baskı” startejisi güden ve bir önceki başkan Barack Obama döneminde imzalanan nükleer anlaşmadan çekilen Trump için, Arap ülkeleriyle İsrail’in işbirliği içinde olması, tam da ABD’deki başkanlık seçiminden önce, kritik öneme sahip.

İsrail’in bölgedeki güvenliğine katkı sağlayacak her gelişme, oy tabanının önemli bir “Abraham Anlaşmaları” adı verilen anlaşmalar, Orta Doğu’da gücün ciddi ölçüde İsrail lehine kaymasına yol açacak.

4. Filistinliler ihanete uğradıklarını düşünüyor.

Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” dediği ve İsrail-Filistin barışını sağlayacağını duyurduğu plan, Filistinliler aleyhine bir plandı ve kabul görmemişti.

Bir kez daha Filistinliler, üstelik bu kez Arap dostları tarafından terk edilmiş ve ihanete uğramış hissediyor.

Çünkü onlara göre İsrail’le ilişkilerin normalleşmesinin bedeli; Filistinlilerin bağımsızlığı.

Doğu Kudüs ve Batı Şeria hâlâ uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde işgal altındayken ve Gazze adeta bir açık hapishaneye dönmüşken İsrail, Arap ülkeleriyle imzaladığı anlaşmalardan faydalanacak.

BAE’de yönetimi elinde bulunduran Abu Dabi Emirliği’nin veliaht prensi ve ülkenin de facto yöneticisi Muhammed bin Zayed el Nahyan, İsrail’in bu anlaşma karşılığında Batı Şeria’nın daha büyük kesimlerini ilhak etme kararından vazgeçtiğini söylüyor.

Binyamin Netanyahu, geçen seneki seçim kampanyasında Batı Şeria’nın tamamına yakınını ilhak etme vaadinde bulunmuş; koalisyon hükümetinde 2 yıllığına yeniden başbakan olduğunda da 1 Temmuz 2020’ye kadar konuyu meclise getireceğini söylemişti.

Ancak Trump’ın arabuluculuğunda BAE ile anlaşmaya varırken bu planından vazgeçti.

İki Körfez ülkesinin de İsrail’le anlaşma imzalaması, Körfez ülkeleri üzerinde gücünü koruyan Suudi Arabistan’ın onayı olmadan mümkün olmazdı. Ancak Suudi Arabistan’ın İsrail’i resmen kabul etmesi, en azından orta vadede, pek mümkün görünmüyor.

5. İran bölgede stratejik olarak daha fazla sıkıştığını düşünüyor.

Bu anlaşmalar, Filistin davasını öne süren İran tarafından açıkça eleştirildi ve hatta kınandı. Bunun sebebi, bölgede Suriye ve Irak’ta Şii milisleri aracılığıyla elini güçlendiren, Yemen’de de BAE’ye karşı savaşan grupları destekleyen İran’ın kendisini stratejik olarak daha zor durumda bulacak olması.

Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilip yaptırımları yeniden uygulamasıyla birlikte ekonomik sorunlar yaşayan İran, şimdi yeni sorunlarla karşı karşıya kalacak.

İsrail’in hava üsleri İran’dan coğrafi olarak uzaktaydı. Ancak artık İran’a yönelik bir hava bombardımanında Bahreyn ya da BAE kullanılacak olursa, bir körfezin karşı kıyısı kadar yakında olacaklar.

Rus Yayın Organı Sputnik’te yer alan bir infografikte de Ortadoğu’da geniş yankı uyandıran anlaşmanın sonuçları ve bölge ülkelerinin tutumlarına dair bilgiler yer aldı.