Grip aşısı olması önerilen yaklaşık 8,5 milyon kişi aşı olamayacak…

HABERİ BURADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.

gazetesanal.com

Geçen yıl da grip aşısı temininde sorun yaşanan Türkiye’de, bu yıl bu sorunun daha artacağını gösteriyor. Kovit-19 salgını nedeniyle grip aşısına olan talep arttı. Ancak ithal edilen grip aşısı talebi karşılamaktan oldukça uzak.

Grip aşısı Kovit 19 salgınını önlemiyor, ancak uzmanlar aynı anda iki virüse yakalanmanın riski daha da arttıracağını belirtiyorlar. Bu da grip aşısına olan talebi arttırıyor.

Kimler grip aşısı olmalı.

Halk sağlığı uzmanları salgın sürecinde 65 yaş üzeri, 5 yaş altı ve kronik hastalığı bulunan kişilerin zatürre ve grip aşısı olmasının önemine dikkat çekiyor.

Bunun yanı sıra 18 yaş altında olup sürekli aspirin kullanmak zorunda olanların, hamilelerin, bakımevinde veya toplu yaşam alanlarında yaşayanların, ilaç kullanan şeker hastalarının, böbrek yetmezliği olan kişilerin, bağışıklık sistemlerini zayıflatacak bir hastalığı olanlar ya da ameliyat olanların sağlık çalışanlarının grip aşısı olmaları tavsiye ediliyor.

Tüm bu parametreler göz önüne alındığında Türkiye’nin bu süreci sorunsuz atlatabilmesi için 10 milyon civarında aşıya ihtiyacı bulunuyor.

Ne kadar ithal edildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’nin 1 milyon 350 bin doz aşı ithal ettiğini, bu oranı 3 milyona çıkarmak için çalışmaların devam ettiğini açıkladı.

Bakan Koca, “Koronavirüse karşı alacağımız tedbirler bizi gripten de koruyacak. Tedbirlere uyarsak iki hastalıktan birden korunmuş olacağız. İki ayrı virüse karşı tedbir aynıdır” açıklamasında bulundu.

Türk Eczacılar Birliği.

Türk Eczacılar Birliği, grip aşısına olan aşırı talep üzerine yaptığı açıklamada şunları dile getirildi.

“Aşı henüz ülkemize gelmemesine rağmen aşıya olan talebin fazlalığı ve buna karşılık yeterli dozda aşının gelmeyecek olması, bir sağlık meslek örgütü olarak bizleri kaygılandırmaktadır. Aşı sayısının yeterli olmaması durumunda eczanelerimizde kaosun yaşanacağı, eczacılarımız ile hastalarımızın karşı karşıya geleceği ve en önemlisi de halk sağlığının zarar göreceği ortadadır.”

Aşılar nasıl dağıtılacak.

Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanları ile risk grubunda olanların öncelikle grip aşısı olacağını belirterek, grip aşısını kimlerin alabileceğini e-nabız sistemi üzerinden açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşı alabilecekleri şöyle tanımladı:

‘‘Riski en yoğun olan kişiden başlayarak bu grip aşısını kademeli olarak vermek gerekiyor. Bununla ilgili de Bilim Kurulumuz bir çalışma yaptı. Kimlere öncelikli yapılması gerektiğini belirlemiş oldu. Özellikle riskli gebelere, 26 haftadan sonra olan gebelere artı doğumdan sonra ilk iki hafta içinde olanlara. Bunun dışında 65 yaş üzerinde bir kronik hastalığı olanlara. 5 yaş altı kronik hastalığı olan çocuklara. 5 yaş ile 65 yaş arası 2 kronik rahatsızlığı olan kişilere ve özellikle riskli olan sağlık çalışanlarımıza. Ayrıca organ nakli olan kişilere olmak üzere ilk planda bunun dağıtımını hedefleyerek planladık’’

E- nabız sistemine girenler grip aşısı olup olamayacaklarına ilişkin mesajı görüyorlar. Aile hekimleri de e nabız sisteminde aşı olabileceklere reçete yazıyor. Eczacılar, reçete yazıldıktan sonra ilaç deposundan aşıyı getirtiyor. Gelen aşı aile hekimliğinde yapılıyor.

Risk grubunda olanlar alamıyor.

Uzmanların risk grubunda olduğunu belirttiği bir çok hasta e-nabız sistemine girdiğinde grip aşısı olacaklar içinde olmadığını görerek şu mesajla karşalaşıyor:

İnfluenza (Mevsimsel Grip) Bilgilendirme” İnfluenza aşısı için öncelikli yüksek risk grubunda değilsiniz. Durumunuz ileride yeniden değerlendirilecektir.”

8.5 milyon kişi aşı olamayacak.

Uzmanların İnfluenza Mevsimsel grip aşı olmasını önerdiği riskli gruptakilerin sayısı, 10 milyon civarında, Sağlık Bakanlığı ise 1 milyon 350 bin doz grip aşısı ithal etti. Bu durumda ortalama 8,5 milyon kişi grip aşısı olamayacak. Sağlık Bakanlığı’nın grip aşısı ithalatını 3 milyona çıkarması halinde bile 7 milyon kişi grip aşısı olamayacak.

Aşı’da dışa bağımlılık,

Uzmanlar, aşıdaki en büyük sorunun dışa bağımlılık olduğunu belirtiyorlar. 1928 yılında kurulan Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün Türkiye’nin birçok alandaki aşı ihtiyacını karşılayan bir kurum olduğun vurgulayan uzmanlar, 2011 yılında buranın Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığına dikkat çekiyorlar.

Hıfzıssıhha Enstitüsünün kapatılmasıyla Türkiye’nin Uluslararası şirketlere muhtaç hale getirildiğini belirten uzmanlar, en büyük sorunun aşıların Türkiye’de üretilmemesi olduğunu vurguluyorlar.