320 Milyar metreküp doğalgaz Türkiye’ye için ne ifade ediyor…

gazetesanal.com

Türkiye 2 günlük tahmin ve spekülasyonların ardından, 21 Ağustos 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın müjdesini öğrendi. Erdoğan, Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervinin bulunduğunu görkemli bir tören ile açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe’de “müjdeli haberi” verirken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Karadeniz’de bulunan Fatih Araştırma Gemisi’nden törene canlı yayın ile katıldı. Tören bütün televizyonlardan canlı olarak yayınlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, bulunan doğalgazın 320 milyar metreküp rezerve sahip olduğunu ve kalitesinin de yüksek olduğunu belirterek, 2023 yılında doğalgazı kullanmayı hedeflediklerini söyledi.

Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak ise Türkiye’nin yılda ortalama 40 milyar dolarlık enerji ithalatı yaptığına dikkate çekerek, “bugün buradaki bu potansiyelle birlikte cari açığı değil, cari fazlayı konuşacağımız, döviz fazlasını konuşacağımız yeni dönemin de başladığını, yeni bir sürece girdiğimizi görmüş oldum” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar  Bakanı Fatih Dönmez de “İnşallah Cumhuriyetimizin 100. yılında vatandaşımızla kendi gazımızı buluşturacağız.” dedi.

Türkiye’nin ihtiyacı.

Türkiye yılda ortalama 50 milyar metreküp doğalgaz kullanıyor. 2019 yılında Türkiye, 47 milyar metreküp doğalgaz kullandı. Bunun için de 12 milyar dolardan fazla döviz ödedi. Bulunan doğalgaz Türkiye’nin 6-7 yıllık ihtiyacına denk geliyor.

Türkiye, Almanya, Japonya, Çin, ABD ve İtalya’nın ardından dünyanın en büyük altıncı doğalgaz ithal eden ülkesi. Türkiye kullandığı doğalgazın yüzde 98’ini ithal ediyor. 2019 yılında Türkiye’nin doğal gaz ithal ettiği ülkeler Rusya, Azerbaycan, İran, Cezayir, Katar, Nijerya ve ABD olarak sıralandı.

Uzmanlar ne diyor…

Mithat Rende.

Türkiye’nin Eski Katar Büyükelçisi ve enerji uzmanı Mithat Rende, Amerikan Yayın Kurumu VOA’ya yaptığı açıklamada, bulunan doğalgazın Türkiye için önemli olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Bir kere Türkiye satın aldığı gemilerle derin deniz sondajında sonuç alıyor. Upstream’de (derin sualtı ve veya yeraltı sondajı) başarı kazanıyor. Ancak unutmamalıyız ki bu orta boy bir keşif. Ve şu anda açıkladığımız rezerv, Türkiye için çok kıymetli olmakla beraber henüz kanıtlanmış bir rezerv değil. Şu an açıklanan rezerv Türkiye’nin 7 yahut 7,5 senelik ihtiyacını karşılıyor. Bunu yıllara yaydığımızda Türkiye’nin belli bir süre için doğalgazda dışa bağımlılığını azaltacağı da muhakkak.”

Rende, Karadeniz’deki doğalgazın çıkarılması için Ankara’nın önünde iki seçenek bulunduğunu belirterek, bunları şöyle açıklıyor.

“Birincisi, Türkiye bir uluslararası enerji devi ile biraraya gelir. Onunla ortaklık yapar. Enerji şirketi doğalgaz çıkarılması işini finanse eder. Çok pahalı olan yüzer platformu getirir. Doğalgaz çıkarır ve payını alır.

İkincisi Türkiye, Karadeniz’deki rezervini kanıtlar. Kanıtlanmış rezerviyle uluslararası finans kuruluşlarının kapısını çalar. ‘Kendi doğalgazımı kendim çıkaracağım. Benim 2,5 ya da 3 milyar dolar finansmana ihtiyacım var’ der. Bence ikincisi zor, ilki daha doğru.”

Aydın Sezer.

Rusya ve enerji uzmanı Aydın Sezer, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada Karadeniz’de bulunan rezervin şu an için ekonomik olmadığı görüşünde.

Sezer, ‘‘Düşük bir rezerv. Ayrıca deniz yüzeyinin 3500 metre altında olduğu dile getirildi. Bu kadar derinde bulunan rezerv için yatırım yapmaya değer mi? Derinlik doğal olarak maliyeti arttıracak. Bu kadar kısa sürede tek kuyu açarak böyle bir rezerv açıklanması görülmüş şey değil. Bugünkü enerji fiyatlarına bakıldığında LNG 100 dolara geliyor, Rus ve Azeri gazları ise 180 dolara geliyor. Karadeniz doğalgazının bu fiyatlarda rekabetçi olamayacağını söylemeliyim. Kaldı ki benzer derinliklerde Güney Kıbrıs’ta doğalgaz sahaları var. Onlar kayıt altına alındı ama nasıl ticarileşeceği belirsizlik içeriyor. Doğu Akdeniz için benzer beklentiler olduğu açıklandı. Bugünkü açıklama bir müjde olarak sunuldu ama para piyasalarının reaksiyonu da gösterdi ki bu bir müjde değil’’ dedi.

Necdet Pamir.

Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Grubu Başkanı Necdet Pamir ise DW Türkçe’ye değerlendirmesinde, “Türkiye’de küçük çaplı olsa bile herhangi bir doğalgaz keşfi çok önemlidir, ekonomik değeri vardır ve güvenlik açısından da çok önemlidir” diyor.

Pamir, “Ancak bir kuyu açarken daha kuyu tamamlamadan, tamamlasanız bile yeterli sayıda o rezervi tanımlayacak kuyu açmadan, burada uzun süreli üretim testleri yapmadan, buna ilave olarak analizler yapılmadan, rezerv konusunda net bir şey söylemek hatta tahmini rakam vermek bile sakıncalıdır.” dedi.

Veysel Ulusoy.

DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Veysel Ulusoy’a göre 1000 metreküp doğal gazın piyasa fiyatı düşünüldüğünde bulunan rezervin bedeli sıfır maliyetle yaklaşık 30 milyar dolara tekabül ediyor.

Gazın çıkarılması için bir üretim maliyetinin de olacağına dikkat çeken Ulusoy, “Maliyeti de hesaplarsanız belki 20 milyar dolar gibi meblağa denk gelecek. Sadece turizm sektöründe bu yıl 25 milyar dolarlık bir kaybımız var bu yıl minimum. Yani bir yıllık turizm kaybına denk gelen bir rezervin reklamının yapılması gibi bir durum var” değerlendirmesini yapıyor.

Serkan Şahin.

Alman Yayın Kurumu DW Türkçe’ye konuşan enerji uzmanı Hormuz Straits Partnership Direktörü Serkan Şahin, konuya sadece Türkiye’nin gaz ihtiyacı açısından bakmamak gerektiğini söyleyerek, “Bence asıl önemli olan husus bir kez bulunmuş olması. Çünkü bir kere bulduysan devamı gelir. Genelde bu işin birincisi zordur. Şu anda TPAO derin deniz aramalarında bir başarıya ulaştı ve ne yaparsa başarıya ulaştığını artık biliyor, bu daha önce bilinmiyordu” yorumunu yaptı.

Mehmet Ögütçü.

NTV’ye konuşan Londra merkezli enerji danışmanlık şirketi Global Resources Partnership İcra Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, şu değerlendirmelerde bulundu:

*Ne küçümseyelim ne de abartalım. Açıklanan rezerv, dünya örneklerine göre çok büyük bir rakam değil. Bu bir ilk olarak görülebilir. Kendi kapasitesi kendi teknolojisi kendi finansmanı ile Türkiye’nin bu gazı çıkarması çok olası değil, uluslararası oyuncularla işbirliği gerekir.

Emin Danış.

Global Energy Research Araştırma ve Strateji Direktörü Emin Danış, DW’ye yaptığı açıklamada bulunan rezervi Türkiye için çok önemli bulduğunu belirterek, “Artık sadece arama değil üretim aşamasına geçiliyor. Bu diğer arama çalışmalarını da hızlandıracaktır. Diğer rezervlere kapı açacak bir başlangıç olduğu için çok önemli. Ben bundan sonra yeni rezervlerin bulunmasını da bekliyorum.” dedi.

2023 gerçekçi bir hedef mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bulunan rezervin kullanıma sunulması için 2023 yılını işaret etti. Peki derin denizde gaz çıkarmanın zorlukları düşünüldüğünde bu tarih gerçekçi mi?

Derin sularda sondaj, 300 metreden daha yüksek su derinliği olarak tanımlanıyor ve denizlerdeki koşullar çok daha zorlu olduğu için riskli olarak değerlendiriliyor.

Sozcu.com.tr’ye konuşan Eski BOTAŞ Gaz Alımı Daire Başkanı Ali Arif Aktürk, 2023 yılına yetiştirilmesinin kolay bir hedef olmadığını belirtiyor.

“Çıkarmak için agresif bir hedef kondu, 2023’e kadar. Bu sürede yapmak kolay bir iş değil. Yüzer platform kiralanması ya da satın alınması gerekiyor. Teknik bilgi kısıtlı olduğu için rakam vermek zor ama yatırım maliyeti 5 milyar doları aşabilir. O bölgede söz konusu kuyu dışında başka kaynak olup olmadığı konusunda daha fazla araştırma yapmak gerekiyor.”

Mehmet Öğütçü.

Enerji Uzmanı Öğütçü, “2023’te ilk gaz çıkarılıp piyasaya sürülürse dünya rekoru olur çünkü bu tür projeler 7-8 yıla yayılır normalde” dedi.

Fiyatın önemli olduğunu, dünyada  doğalgaz arzının arttığı, talebin düştüğü bir dönemde yeni gaz yatırımlarına tereddütle bakıldığını ifade eden Öğütçü, *Üretimin hemen yılda 50 milyar metreküp olması mümkün değil. Yılda 10 milyar metreküp bile çıksa önemlidir. Biraz daha temkinli davranmak gerekir. Üretimde rezervin hepsi çıkmıyor. 6-7 yıllık ihtiyacı karşılar gibi bakmak doğru değil.” şeklinde konuştu.

Serkan Şahin.

Enerji uzmanı Serkan Şahin’e göre 2023 gerçekçi bir tarih. Şahin, Türkiye’nin tek başına geliştirmeyi istemesi durumunda sürecin hızlı yürüyebileceğini söyleyerek, “Sahanın şu andaki yeri Akçakoca’daki diğer bir gaz sahasına yakın. Orayla direkt bağlantı yapılıp hızlı şekilde ticarileştirilebilir” diyor.

“Cari fazla hedefi gerçekçi mi”

Hazine ve Maliyet Bakanı Berat Albayrak yeni bulunan rezervin Türkiye’de artık “cari açığın değil cari fazlanın koşulacağı bir dönemi” başlatacağını söyledi.  Ancak ekonomistlere göre bu hedef gerçekçi değil.

Mustafa Sönmez.

Ekonomist Mustafa Sönmez “Cari fazla veren ülke diye bakacak olursak eğer Almanya, Japonya ve Çin’i görüyoruz. Enerji ihracatçısı Rusya’nın bile cari fazlası yok. İran yine aynı şekilde” tespitini yapıyor. DW Türkçe’ye konuşan Sönmez, “Bu söylemi ciddiye almak mümkün değil bilimsel olarak. Tümüyle propaganda kokan bir şov ile karşı karşıyayız. Zaten piyasalarda da olumlu bir hareketlilik olmadı. Dolar fiyatı 7.20’lerden 7.30’lara çıktı” yorumunda bulunuyor.

Veysel Ulusoy.

Ekonomist Veysel Ulusoy’a göreyse enerji faturasını cari açık ve cari fazla ile değerlendirmenin doğru olmadığını belirterek, “Cari açığı kapatılıp cari fazla vereceğimiz günlerin gelmesini  kısa ve uzun vadede gerçekçi bir hedef olarak görmüyorum” dedi.

Rusya ve İran  ile müzakerelerde önemli koz

Türkiye’nin önemli gaz tedarikçisi Rusya ile yaptığı sözleşmelerin güncellenme döneminde olunduğuna da dikkat çeken uzmanlar, bulunan rezervin Türkiye’nin elinde önemli bir koz olacağını düşünüyorlar.

Serkan Şahin, kontratların bitiminden birkaç yıl önce yenilenmesi görüşmelerinin başladığını hatırlatarak, “Türkiye’nin bir alternatifinin olduğunun gösterilmesi önemli. Türkiye artık derin denizden gaz çıkartmayı biliyor olarak masaya oturacak” diyor.

Emin Danış ise İran ile geçmişte gaz ithalatında yaşanan sorunları hatırlatarak, Türkiye’nin elinin artık sadece Rusya değil İran’a karşı da daha güçlü olacağına işaret ediyor.

Ne zaman başladı…

TPAO’nun Karadeniz’de yürütmekte olduğu hidrokarbon arama faaliyetleri 2004 yılından itibaren ivme kazandı. 2004-2019 yılları arasında Karadeniz’de yoğun sismik faaliyetler yürütülürken, toplamda 6 adet derin deniz ve 10 adet sığ deniz arama kuyusu kazıldı. Akçakoca-3 ve Akçakoca-4 kuyularındaki gaz keşfinin ardından Akçakoca üretim sahasında kazılan kuyu sayısının ise 24 adet olduğu belirtiliyor.