Kemal ASLAN
Önce Zeytinyağı Müzesi Sonra Deniz
Thassos’ta beşinci güne uyanıyoruz. Sabahın erkencisi yine benim. Kahvaltıyı hazırlayıp tek başıma yiyorum. Arkadaşlarım saat 10.00 civarında kalkıyor. Tatilde olmanın avantajlarını yaşamak onların da hakkı. Ben tatil öncesi rutinime uyuyorum nedense. Saat 11.00 civarında evden çıkıyoruz. Otomobilimizi park ettiğimiz yere giderken 81 yaşındaki Anastas ile karşılaşıyoruz. O bahçede yetiştirdiği meyve ve sebzeleri suluyor. Merhabalaştıktan sonra yola çıkıyoruz. Yol boyu zeytin ağaçları var. Öncelikle Bal Müzesi’ni gezmek istiyoruz ama kapalı olduğundan bu isteğimizi gerçekleştiremiyoruz.

Bugün yakında Zeytinyağı Müzesi var, onu ziyaret etmek istiyoruz öncelikle. İçeriye giriyoruz herhangi bir ücret ödemeden. Girişte hediyelik eşya reyonu var. Zeytinyağı, bal, reçel zeytin çeşitleri ve zeytinyağından yapılmış sabunlar ile küçük hediyelik eşyalar var.

Mağazanın tam karşısında zeytinyağını mekanik biçimde işleyen araç-gereçler ve zeytinyağının depolandığı büyük küpler var. Üst katta görsel panoda bölgede zeytin ağaçlarının ve zeytinyağının tarihi yer alıyor. İlk zeytin hasadının tarihi her ne kadar Milattan Önce 4000 yılına dayansa da Santorini Adası’ndaki sit alanında Milattan Önce 50.000 ila 37 bin yıl öncesine ait olduğu belirlenen zeytin ağacı fosili bulunmuş. Bölgede yetişen farklı siyah ve yeşil zeytin çeşitleri örnekleri raflardaki kavanozlarda sergileniyor.

Müzede 40 çeşit yeşil ve siyah zeytin var. Zeytinden nasıl zeytinyağı elde edildiği işçi tulumlu bir mankenin başında yer aldığı baskı makinesiyle canlandırılmış. Zeytinyağı üretiminde kullanılan ve elle çalıştırılan mekanik alet seyredeni 20’inci yüzyılın başına götürüyor. Yaklaşık bir saat kaldığımız müzede alış-veriş yaptıktan sonra ayırılıyoruz.


Oradan Platana Beach’e geçiyoruz. İlla şezlon almanıza gerek yok. Biz ağaçlık bir yeri tercih ediyoruz. Dört de şezlong alıyoruz. Yeme-içme ihtiyacı konusunda büfenin olması avantaj. Arkadaşlarım beni de düşünmüşler küçük boy reçine şarabı almışlar. Hava sıcak buz gibi yavaş yavaş içiyorum Daha önce Ayşe getirmişti bana Nebi hocayla birlikte içmiştik. Kulaklarını çınlatıyorum ikisinin de. Bir süre uzanıyorum. Reçine şarabı da rahatlatıyor beni. Sonra tavuk döner yiyoruz. Bir de patates kızartma.

Bir süre sonra hemen denize giriyoruz. Mayolarımız altımızda olduğundan soyunma kabinlerine girme derdimiz de yok. Ben yaklaşık 200 metre açılıyorum kıyıdan. Ama deniz boyuma bile yaklaşmıyor. Deniz suyu sıcak. Yarım saat kadar yüzdükten sonra kıyıya çıkıyorum. Sahilde deniz kumu ince. Ağacın altına gelip kurulandıktan sonra şezlongun üzerine uzanıp yatıyorum. Ohh! Mis gibi uyuduğumu fark ediyorum kalktığımda. Bir saat geçmiş. Yeniden denize giriyorum. Yine 200 metre yürüyorum. Yarım saat kadar yüzdükten sonra denizden çıkıp önce duş alıyorum sonra soyunma kabininde üstümü değiştiriyorum. Arkadaşlarım deniz bisikleti kiraladı yarım saat onunla dolaştılar.
Hülya bu akşam Taverna Lykos’ta yer ayırttı. Bizim denize girdiğimiz yere 10-15 dakika uzaklıkta. İki tarafı zeytin ağacı olan yoldan geçiyoruz. Zeytin ağaçlarının gövdesinin yarısına kadar olan bölümle damlama sulama sistemi var. Gözü gibi bakıyorlar zeytin ağaçlarına Hoyrat davranmıyorlar. Uygarlık, insanın kendisi dışındaki canlılara nasıl davrandığında ortaya çıkıyor.

Adı taverna olsa da müzik yoktu ama yine de tıklım tıklım doluydu. Dün geceki gibi değil ortam. Gerçi burasıda önceki akşam yemeği yediğimiz restoran gibi sahil kenarında. Buranın yakınında da denize girilebilirmiş. Sardalya, dil balığı, kalamar, karides, midye, salata, kabak kızartma, caciki, kızarmış patates yedik ve bir buçuk litre beyaz şarap içtik. Kişi başı 32 avro hesap ödedik. Tıka basa yediğimizi sonradan fark ettik.Bu adadaki son gecemiz. Yarın erken kalkıp yola çıkacağız. O yüzden saat 22.00 gibi ayrılıyoruz tavernadan. Yarım saatte kaldığımız yere ulaşıyoruz. Önce çantalarımızı hazırlıyoruz. Kirliler de epey birikmiş. Her şeyi ayrı poşete koyuyorum. Sabah kalktığımızda zaman kaybetmeyeceğiz. Günün yorgunluğunu bedenimde hissediyorum. Saat 23.00 gibi uyuyorum. Diğer odalardan da ses çıkmıyor.
(Devamı Var)
