HABERİ BURADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
gazetesanal.com / Fotoğraflar: Ahmet Dayıoğlu.
Yaklaşık 200 yıl önce Sultan III. Selim , annesi Mihrişah Valide Sultan için, Çamlıca eteklerinde yer alan arazide bir bağ köşkü inşa ettirir.
Sultan Abdülmecid’in tahta geçmesiyle, burası 1853 yılında padişahın annesi Bezmialem Valide Sultan’a hediye edilir. Bezmialem Valide Sultan, yurt içinden ve yurt dışından getirttiği ağaç ve bitki türleriyle araziyi modern bir botanik bahçesine çevirir.
Vefatından sonra, Validebağ arazisi Altunizade ailesinin mülkiyetine geçer. Altunizade İsmail Zühtü Paşa, 1860 yılında burada muhteşem bir köşk inşa ettirir. Bir süre sonra da köşkü, güzelliğinden etkilenen, Sultan Abdülaziz’e armağan eder.
1853 yılında, Sultan Abdülaziz kız kardeşlerinden Adile Sultan için saray mimarlarından Nigoğos Balyan’a koru içinde bir konut yaptırır. Günümüzde Adile Sultan Kasrı olarak anılan bu yapı, öğretmenevi, huzurevi ve kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Yine aynı dönemde Abdülaziz tarafından yaptırılan tarihî bir av köşkü ise İzci Müzesi olarak kullanılmaktadır.
Rıfat Ilgaz’ın en önemli eseri “Hababam Sınıfı”ndan uyarlanmış filmler Adile Sultan Kasrı’nda çekilmiştir.
Üsküdar ilçesinin sınırları içinde.
İstanbul’un Üsküdar ilçesi sınırları içinde kalan Validebağ Adile Sultan Korusu, 354 bin metrekarelik yüzölçümü ile Anadolu yakasının ikinci en büyük yeşil alanını oluşturuyor.
Koru 1996 yılında, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından, 1. Derece Doğal SİT Alanı, 1999 yılında ise Doğal SİT Alanı olarak ilan edilirken, tarihi binalar da tescil edildi.
Anıt ağaçların da olduğu yaşları 15 ila 400 arasında değişen 40’ı aşkın ağaç, ağaççık ve çok çeşitli bitki türünün yer aldığı koru, 100’ü aşkın kuş türü, böcek, sürüngen, kaplumbağa, kirpi, sincap gibi birçok hayvanı barındırıyor.
Doğal toplanma alanı.
Doğal güzelliğini ve ekosistem olma özelliğini koruyan Koru, gün boyunca, spor, yürüyüş ve gezinti amaçlı olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Hızla betonlaşan ve düzensiz büyüyen İstanbul’da, şehrin gürültüsünden, kalabalığından ve kirli havasından kaçmak isteyenler için bir sığınak işlevini sürdürmektedir. 1999 yılındaki depremden sonra da binlerce insanın çadır kurarak sığındıkları doğal bir toplanma alanı olmuştur.
Çarpık kentleşme tehdidi.
İstanbul’daki çarpık kentleşme, korunun etrafından yükselen binalar bu alanı da yapılaşmaya açma planlarının yapılmasına yok açtı. Korunun imara açılması için onlarca imar planı hazırlandı, ancak bu planlar her seferinde çevrecilerin ve bölge sakinlerinin eylem ve hukuksal mücadelelerini beraberinde getirdi.
Ahmet Dayıoğlu,
6 yıldır Validebağ korusunda binlerce fotoğraf çeken müzisyen, çizer ve fotoğraf sanatçısı Ahmet Dayıoğlu, korunun görünmeyen derinliklerini ve güzelliklerini ortaya çıkardı.
Fotoğraflarında makro çekim tekniği kullanan sanatçı, eserlerini gazetesanal.com okuyucuları ile paylaşırken, fotoğraf meraklılarını da koruyu keşfetmeye davet etti.
Validebağ korusunun ekolojik ve flora zenginliği bakımından bölgedeki sayılı yerlerden olduğunu, içinde barındırdığı anıtsal ağaçlarla aynı zamanda göçmen kuşların barınma duraklarından olduğuna dikkati çeken Dayıoğlu, korunun mutlaka doğal haliyle korunması gerektiğini belirtti.
Koru etrafında oluşan yüksek binalar ile koru içinde plansız bazı yapıların göçmen kuşların sayısının azalmasına yol açtığına dikkat çeken Dayıoğlu, koru ile ilgili yapılacak planlamaların yapılaşma değil, koruma amaçlı olması gerektiğini bildirdi.
İstanbul Yeşil alan fakiri.
İstanbul’da 2019 yılında kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı 2.67 metrekare. Oysa kişi başına 15 metrekare yeşil olan öngörülüyor. İstanbul’da bu oran sadece Silivri, Çatalca, Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde sağlanıyor.
Yeşil alan yoksulu İstanbul’da, Validebağ korusu daha da önem kazanıyor.
