HABERİ BURADAN DİNLEYEBİLİRSİNİZ.
gazetesanal.com
Dağlık Karabağ’da yıllardır süren anlaşmazlık ve geçen Temmuz ayından itibaren artan gerilim sıcak çatışmaya dönüştü. Azerbaycan, Ermenistan’ın sınırda ateşkesi ihlal ederek saldırıda bulunduğunu ve bu saldırılarda sivillerin de hayatını kaybettiğini duyurdu. Ermenistan ise ilk saldıranın Azerbaycan olduğunu açıkladı. Karşılıklı suçlamalar yapan iki taraf da savaş haline geçti.
Azerbaycan bazı bölgelerde savaş haline geçerek sıkıyönetim ve kısmi seferberlik ilan etti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, kısmi seferberliği başlatan kararnameyi imzaladı. Ermenistan da sıkıyönetim kararı alarak seferberlik çağrısı yaptı.
Çatışmalar devam ediyor
Tarafların savaş haline geçmesiyle çatışmalar da şiddetini artırdı. Aralarında sivillerinin de bulunduğu çak sayıda insan hayatını kaybetti.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı; “Ermenistan silahlı kuvvetlerinin savaş faaliyetini önlemek ve sivil halkın güvenliğini sağlamak için Azerbaycan Ordusu komutanlığı tüm cephe boyunca bir karşı saldırı başlatmaya karar verdi. Personelimiz ve tank birimlerimiz, füze ve topçu birlikleri, cephe uçakları ve insansız hava araçlarının desteğiyle, cephede ve savunma derinliklerinde bulunan çok sayıda Ermeni kuvveti, askeri tesis ve askeri teçhizatı tespit edip imha etmektedir. Sahadan edinilen bilgilere göre, Ermeni hava savunma birimlerinin 12 OSA uçaksavar füze sistemi farklı yönlerde imha edildi. Azerbaycan Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş helikopteri Tatar yönünde düşürüldü, mürettebat yaşıyor” açıklamasını yaptı.
Ermenistan Savunma Bakanlığı da, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da 4 helikopter, 15 İHA, 10 tank ve zırhlı araç kaybettiğini de iddia etti. Bu açıklama Bakü yönetimi tarafından yalanlandı. Azerbaycan bölgedeki 7 köyün ele geçirildiğini de duyurdu.
Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ’daki yönetimin lideri Arayik Harutyunyan da yaptığı açıklamada “Karabağ’ın güneyindeki tüm pozisyonları kaybettik. Düzinelerce ölümüz ve yaralımız var” ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplumdan çatışmaları durdurun çağrısı
Dağlık Karabağ krizinin savaş haline dönüşme riski uluslararası toplumu da kaygılandırdı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, duruma ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Guterres, iki ülkenin şiddete başvurmasını kınadı ve taraflara “derhal çatışmaların sonlandırılması ve müzakerelere dönülmesi” çağrısında bulundu.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel de Azerbaycan ve Ermenistan’dan çatışmaların derhal durdurulmasını istedi. Michel, Twitter hesabı üzerinden yayınladığı mesajında “Durumun daha fazla kontrolden çıkmaması için askeri hareketler acilen durdurulmalıdır. Koşulsuz bir biçimde müzakerelere dönüşün tek yolu budur” ifadesini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump ise ABD’nin bu şiddeti bitirmek istediğini söyleyerek, “Bizim o bölgede iyi ilişkilerimiz var. Bunu durdurabilir miyiz, göreceğiz” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı da yaşanan şiddeti kınayarak, tarafların durumu daha kötü hale getirecek hamlelerden kaçınması gerektiğini söyledi.
Benzer bir açıklama Almanya’dan geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Dağlık Karabağ bölgesinde çatışmaların alevlenmesi üzerine yaptığı açıklamada, “Ermenistan ile Azerbaycan arasında, tüm çatışma hattı boyunca ağır silahlı çatışmaların olduğuna dair gelen haberler beni telaşlandırıyor” dedi. Maas, “İki tarafa da tüm savaş eylemlerini, özellikle de köylere ve kentlere yönelik bombardımanları acilen durdurma çağrısında bulunuyorum” açıklamasının yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da “Taraflara ateşi acil bir şekilde durdurma ve durumu istikrara kavuşturma çağrısında bulunuyoruz” denildi.
Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Françesko da, Vatikan’daki ayin sırasında, Kafkasya’da barış için dua ediyor ve çatışan taraflardan, sorunların şiddet ve silahla değil, diyalog ve müzakerelerle çözümü için iyi niyet ve kardeşlik göstermelerini rica ediyorum” ifadelerini kulandı.
Türkiye ve Rusya’nın konumu.
Türkiye, askeri operasyonlarla Dağlık Karabağ’ı kontrol altına almak isteyen Azerbaycan’a güçlü bir şekilde destek verdi. Rusya ise Ermenistan’a silah sevkiyatında bulunuyor.
Alman Yayın Kurumu DW’ye açıklamalarda bulunan, Güney Kafkasya uzmanı Alman gazeteci Silvia Stöber, Türkiye ve Rusya’nın olaylara dahil olabileceğini söyledi.
Türkiye’nin bu son olaydaki güçlü desteğinin yeni bir tutuma işaret ettiğini ifade eden Stöber, “Türkiye’nin çatışmaya müdahil olması ve Azerbaycan’ın geçen yıllardan daha güçlü bir şekilde desteklemesi yeni bir durum. Bu Azerbaycan yönetimini gerginliği daha da tırmandırma konusunda cesaretlendirebilir. Ermenistan’a Rus silahları sevk edildiğini de görüyoruz. Türkiye ve Rusya, geçen yıllarda olduğundan daha fazla şekilde ihtilafa dahil olabilirler” değerlendirmesinde bulundu.