Küresel salgın nedeniyle 2020, kasvetli, sıkıntılı ve sonu gelmeyen bir yıl oldu. Tam kapanmalar, kısıtlamalar, dijital zamanlar, online eğitim ve online çalışma hayatı yılı betimleyen yaşantı biçimleriydi. Bu nedenle Kovit-19 salgınının hakim olduğu, yüzbinlerce kişinin hayatını kaybettiği 2020, kimilerince “gelmiş geçmiş en kötü yıl” olarak nitelendiriliyor.
Tarihe bakıldığında bu niteleme doğru mu?
İngiliz yayın kuruluşu BBC Türkçe, bu soruya yanıt arayan ve 2020 yılını tarihsel süreç içerisinde değerlendiren bir haber yayımladı.
BBC Türkçe’nin haberine göre; 17 Aralık itibariyle Kovid-19 dünya genelinde 74,5 milyon kişiye bulaştı ve 1,6 milyonun üzerindeki kişiyi öldürdü.
Ancak bu sayılar dünyanın en kötü pandemisinin yanından bile geçemiyor. Dünya çok sayıda daha kötü salgın gördü.
Çok sayıda hıyarcıklı veba salgınının en kötüsü Kara Ölüm, 1346’dan sonra Avrupa’da 25 milyon, dünya genelinde ise 200 milyona yakın insan öldürdü.
İspanyol ve Portekizlilerin 1520’den sonra Amerika kıtasına taşıdığı çiçek hastalığı, kıtanın yerlilerinin yüzde 60 ila 90’ının hayatını kaybetmesine yol açtı.
1918’de 1. Dünya Savaşı’ndan dönen askerlerin yaydığı İspanyol Gribi, 50 milyon kişiyi öldürdü. Bu, dönemin dünya nüfusunun yüzde 3 ila 5’ine eşitti.
HIV/AIDS, salgının başladığı 1980’li yıllardan bu yan 32 milyondan fazla can aldı.
2020’de çok sayıda kişi işinden oldu
Salgının ekonomiye olumsuz etkileri dev boyutlarda oldu ve dünya genelinde çok sayıda kişinin geçim kaynağını etkiledi.
Ancak işsizlik hâlâ 1929-1933 Büyük Buhran’da görülen seviyelere çıkmadı. Ve 1933 özellikle kötü bir yıldı. Almanya’da çalışma yaşındaki her üç kişiden biri işsizdi ve Adolf Hitler adlı popülist bir politikacı iktidara gelmişti.
‘2020’de arkadaşlarımı göremedim’
Dünyanın büyük kısmının, yılın önemli bir bölümü evlerinde, sevdiklerinden uzakta geçirdiği doğru.
Ama 536 yılında, dünya gökyüzünü bile görememişti.
Harvard Üniversitesi’nden Ortaçağ tarihçisi ve arkeolog Michael McCormick’e göre, gizemli bir sis Avrupa, Ortadoğu ve Asya’nın büyük bölümünü 18 ay boyunca karanlığa mahkum etti.
McCormick, bunun dünyanın büyük bölümünde “en kötü yıl olmasa bile, en kötü dönemlerden biri” olduğuna inanıyor.
Son 2300 yıldaki en kötü 10 yılın başlangıcıydı, hasat alınamadı, insanlar açlık çekti.
Büyük ihtimalle İzlanda ya da Kuzey Amerika’daki büyük bir yanardağ patlaması bunlara neden oldu ve kuzey yarımküreye doğru kül yayıldı.
Volkanik sisin rüzgarlarla Avrupa’ya ve daha sonra Asya’ya yayıldığı ve soğuk havaya yol açtığı düşünülüyor.
‘2020’de ülke dışında tatil yapamadım’
Bu yıl, küresel turizmde gerçekten kötü bir dönem oldu.
Ancak kendinizi eve ve ülkenize hapsolmuş gibi hissediyorsanız, biraz da atalarımızı düşünün.
195 bin yıl öncesinden beri, homo sapiens çok sıkı seyahat kısıtlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
Bu, Deniz İzotop Çağı diye bilinen ve on binlerce yıl süren özellikle soğuk ve yağışsız bir dönemin başlangıcıydı. İnsan Orijinleri Enstitüsü’nden arkeolog Prof. Curtis Marean gibi bazı bilim insanları, bu dönemdeki kuraklığın türümüzü neredeyse yok ettiğine inanıyor.
Marean, insanoğlunun Afrika’nın güney kıyısında, deniz ürünlerinden beslenmeyi öğrendikleri ve “Cennet Bahçesi” diye anılan bir bölgeye sığınarak kurtulduğunu söylüyor.
2020’de bir patlama Beyrut Limanını yıktı
4 Ağustos’taki patlama, yaklaşık 7.750 ton iyi saklanmayan amonyum nitratın kazayla infilak etmesinin sonucuydu. Patlamada 190 kadar kişi öldü, 6.000’den fazla kişi yaralandı.
Uzmanlar, bir ton TNT gücündeki patlamanın, tarihteki en büyük nükleer olmayan patlamalardan biri olduğunu söylüyor. Patlama, Hiroşima’ya atılan nükleer bombanın etkisinin 20’de birine sahipti.
Ancak Aralık 1984’te, Hindistan’ın Bhopal kentindeki binlerce kişi, yakındaki bir kimyasal tesisteki sızıntı nedeniyle ölmüştü ve bu yakın tarihteki en kötü endüstriyel facialardan biriydi.
Hindistan hükümeti, 3500 kişinin günler içinde, 15 binden fazla kişinin de o zamandan bu yana gelişen ölümcül akciğer hastalıklarından hayatlarını kaybettiklerini söylüyor.
Kentin etrafını saran ölümcül sisin etkilerinin onlarca yıl sürmesi bekleniyor ve bazıları hala bunun etkileriyle yaşıyor.
Avustralya’daki orman yangınlarında üç milyar hayvan öldü ya da yerinden oldu
Geçen yıl yaz mevsiminde Avustralya’nın benzersiz doğal yaşamında büyük yıkım yaratan yangın, aynı zamanda en az 33 kişinin ölümüne yol açtı. Memeliler, sürüngenler, kuşlar ve kurbağalar ya alevler nedeniyle ya da doğal yaşam alanları yok olduğu için öldü.
2020 neden koalalardan bu kadar nefret ediyordu?
Ama Eylül 1923’te depremler, büyük yangın fırtınalarına, hatta bir yangın hortumuna neden olmuş ve bunlar Japonya’nın Tokyo ve Yokohama kentlerinde 140 binden fazla kişinin ölmesine yol açmıştı. Yani 140 bin koala değil, 140 bin insan ölmüştü.
2020’nin tesellileri
2020 birçok açıdan çok zor bir yıl oldu. Salgın yüzünden panik alışverişleri yaptık ve aramıza sosyal mesafe koyduk. Kısıtlamalarda bunaldık, kendimizi dezenfekte ettik ve dirseklerimizi birbirine vurarak selamlaştık.
Ancak sosyal medyadaki kötü haberlerden uzaklaşıp, olumlu yanlara odaklanlım. 2020’de aynı zamanda…
Siyasette kadınların temsili arttı. 2020’de kadın devlet ve hükümet başkanlarının sayısı 1995’teki 12’den, 20’ye çıktı.
Ayrıca bir BM raporuna göre, kadınların parlamentolardaki temsili de 2020’de iki katından fazlasına çıktı ve tüm parlamento sandalyelerinin dörtte biri kadınların oldu.
2020 aynı zamanda, Kamala Harris’in ilk kadın, ilk siyah kadın, ilk Güney Asya kökenli ve göçmen bir ailenin kızının ABD Başkan Yardımcılığı görevine seçildiği yıldı.
Dünya genelinde insanlar, ırk ayrımına karşı dev gösteriler düzenledi ve gelecekte değişim için umut verdi.
Giderek daha çok sayıda şirketin karbon salımlarını azaltma vaadinde bulunması da çevre için iyi haberdi. BM’ye göre hükümetler ve işletmelerin net sıfır karbon salımı taahhütleri 2020’de iki katına çıktı. Katılanlar arasında Facebook, Ford ve Mercedes-Benz de vardı.
Ve bir de, bir gün bu gezegeni terk etmek zorunda kalırsak, Nasa Ay’da düşünüldüğünden daha çok su olduğunu duyurdu. Bu, gelecekteki görevlerin sürdürülebilirliğine yardımcı olabilir.
Ama Dünya’da kalmaya devam edeceksek, 2020’nin salgın dersleri aldığımız bir yıl olmasını umalım. Bir şey ise kesin, insanlar artık ellerini daha sık yıkıyor.